Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay, İsrail markalı ürünlerle ilgili boykot kararı aldıklarını, konuyla ilgili genelgeyi teşkilatlara gönderdiklerini belirterek, "Sessiz kalan kurum ve ülkelerin sesini çıkartmaları, yaptırım uygulaması için dünyadaki tüm kitle örgütlerine ve 210 ülkeye yazı gönderdik" dedi.
Atalay; Gazze, Suriye, Irak ve Arakan\'daki olaylar nedeniyle gerek Türkiye\'de gerekse İslam coğrafyasında Ramazan Bayramı\'nın gerektiği gibi kutlanamadığını söyledi.
İsrail\'in Filistin\'de, özellikle Gazze\'de büyük çaplı katliam yaptığına dikkati çeken Atalay, dünyanın yaşanan vahşete "dur" demediğini, sessiz kaldığını vurguladı.
Atalay, bu durumdan rahatsızlık duyduklarını, gereken kınamayı yaptıklarını ancak bunun yetersiz olduğunu, Müslüman ülkelerin bir araya gelmesi gerektiğini kaydetti.
İsrail\'in kadın, çocuk ve yaşlı dinlemeden bin 200\'e yakın insanı katlettiğini anımsatan Atalay, "Dünyanın başka bir ülkesinde Müslüman veya Türk olmayan insan öldürseler dünya ayağa kalkar. Dünya, hayvanlara gösterdiği duyarlılığı ne yazık ki insanlara göstermiyor. Müslüman veya Türk olmasını bir kenara bırakalım, İsrailli çocuk da yaşlı Alman da İngiliz de ölüyorsa dünya bu katliama ses çıkartmalı, tepki koymalı ancak bu durum ne yazık ki tek taraflı oluyor" diye konuştu.
İsrail\'in yaptıklarını ve Gazze\'deki mağduriyeti unutmayacaklarını vurgulayan Atalay, "2014 yılında hala siyasi idamları, Filistin\'deki katliamları, Afrika\'da susuzluktan ölen insanları konuşuyorsak, dünya kendisini sorgulamak durumunda. Bu gemiyi böyle hiç kimse götüremez. Batan geminin lüks kamarası olmaz, battı mı herkes ölür" şeklinde konuştu.
"Türk-İş olarak İsrail markalı ürünlerle ilgili boykot kararı aldık ve genelgeyi tüm teşkilatlara gönderdik" diyen Atalay, "Sessiz kalan kurum ve ülkelerin sesini çıkartmaları, yaptırım uygulaması için dünyadaki tüm kitle örgütlerine ve 210 ülkeye yazı gönderdik" ifadesini kullandı.
"Soma\'nın arkasını bırakmamamız lazım"
Bu konuda çeşitli yaptırımlar olması gerektiğine işaret eden Atalay, Gazze\'deki olayların yanında, Soma\'da hayatını kaybeden 301 madencinin ailesinin bayramı buruk geçirmesinin de çok üzüntü verici olduğunu aktardı.
Atalay, Arife günü Soma\'ya gittiğini, aileleri ve mezarları dolaştığını belirterek, "Ben durduğum sürece, benden sonra da Türk-İş\'in başında duranlar, Arife günleri Soma\'daki mezarları ziyaret etmek durumunda. Soma\'nın arkasını bırakmamamız lazım" dedi.
Soma\'daki olayı iş kazası değil de iş cinayeti gördüğünü dile getiren Atalay, 13 Mayıs\'tan işçi-işveren ilişkisinin gözden geçirilmesi gerektiğini söyledi.
"Burada hatalar zinciri var, içerideki ve dışarıdaki araştırmalarda görülüyor ki insanlar ihmalden, üretim zorlamasından can verdi" diyen Atalay, "Meclisteki torba yasada mükemmel olmasa da olumlu gelişmeler var. Soma\'da 301 madencimiz rahmetli olmasaydı, iş cinayetine kurban gitmeseydi, ne iktidarla ne de muhalefetle Meclisten bu yasayı çıkartamazdık. Bu durumu sendikalar olarak sorgulamamız gerekiyor" değerlendirmesinde bulundu.
Atalay, taşeron konusuyla ilgili de asıl işi yapanların kadroya alınmasını istediklerini, bunun da 100 bin kişiye tekabül ettiğine dikkati çekerek, "Türkiye\'de bir milyona yakın taşeron var. 9 bin 500 mahkemeyi kazandığımız, Yargıtayın onayladığı, 7 bin 500\'ü karayollarında, 2 bini de sağlıkta çalışan işçilerimizi hala kadroya geçiremiyoruz" görüşünü paylaştı.