Türkiye İş Bankası Genel Müdür Yardımcısı Kayhan Söyler, ekonomik kriz nedeniyle eleman çıkarmadıklarını, 2009 yılı sonuna kadar 50-60 şube daha açmayı planlandıklarını söyledi.
Söyler, yaptığı açıklamada, İş Bankası'nın 21 bin kişiyi istihdam ettiğini belirterek, şu an itibariyle şube sayılarının 1040 olduğunu kaydetti. Ekonomik kriz nedeniyle yatırımları durdurmadıklarını ifade eden Söyler, "2007 yılında 928 şubemiz vardı. 2008'de 100 şube açınca, şube sayımız bin 28'e ulaştı. 2009'da krize rağmen, çalışmalarımızı askıya almadık. Şu anda şube sayımız 1040'ı geçti. 2009 yılı sonuna kadar 50-60 şube daha açacağız" dedi.
Türkiye Büyük Krizler Atlattı
Ekonomistlerin ekonomik kriz nedeniyle 2009'un kaybedilmiş yıl olduğunu söylediklerini dile getiren Söyler, bu yılı öyle ya da böyle küçülmeden, bir önceki yılı aratmayacak şekilde devam ettirmekte herkes için yarar olduğunu vurguladı.
Ancak, 2010 yılı için iyi sinyaller olduğunu, 2010 yılında 2009'un yaralarının sarılacağını, trendin biraz yukarı doğru gideceğinin anlaşıldığını dile getiren Söyler, şöyle dedi: Dünyada birde güven krizi yaşanıyor. Ülkeler, kurumlar birbirine güvenmiyor. Bu da iş akışını engelliyor. Bütün firmalar bilançolarını, raporlarını tekrar düzenliyorlar. Dünyanın büyük bankalarını yöneten kişilerin, bankaları ne kadar iyi yönettiklerine dair sorgulamalar yapılıyor. Bu dönemde geçecek ve dünyada bir düzeltme yaşanacak. Türkiye büyük krizler atlattı. Bereket versin ki, bankacılığın yaşadığı rehabilitasyon çalışmalarının bugün ne kadar önemli olduğunu anladık. Krizi diğer ülkelerden daha az hissetmemizin nedeni, yapılan bu rehabilitasyondur.''
Hak Edildiği Kadar Kredi Verilmeli
Dünyadaki ekonomik durgunluğun devam etmesine rağmen, Türkiye'deki bankalarda likidite açısından bir sorun yaşanmadığı bilgisini veren Söyler, bir uyarıda da bulundu.
Kişi ve kurumlara kredi verilirken ihtiyaçları kadar değil, hak ettikleri kadar kredi verilmesi gerektiğinin altını çizen Söyler, şöyle devam etti: ''Kredi musluklarında herhangi bir kısılma yok. Fakat niye kredi azaldı derseniz bunun nedeni, bankaların çekincesinden değil, iş hacminin azalmasından kaynaklanıyor. Türkiye'de kredi pazarı da azaldı, desek yanlış olmaz. İnsanlara ihtiyaçları oranında değil, hak ettikleri oranında kredi verilmeli. Biz bunu yapmaya çalışıyoruz. Krediyi sektörüne, sekmendine ve iş yaratma kapasitesine göre, o firmanın geri ödeyebileceği güce göre veriyoruz. Bu hem kendi verdiğimiz paraların sağlıklı bir şekilde geri dönmesi ve birde o krediyi alan kişinin veya kuruluşun krediyi öderken bir sıkıntıya düşmemesi için önemli. Zamanı geldiğinde müşteriye 'sana bu kadar kredi verilmeli, fazlası sakıncalı' denmeli. Yoksa bankacılık körü körüne mal varlığı çok iyidir diye o mal varlıklarına güvenip sonuna kadar kredi vermek değil, geri dönebilecek krediyi vermek gerekiyor.''