Türkiye'nin "en ağır" kadınının zayıflama maratonu başlıyor

Yaklaşık 10 yıl önce hızla şişmanlamaya başlayarak bugün 320 kiloya ulaşan ve bu nedenle hayatı kabusa dönen 38 yaşındaki İpek Balaban, kendisini yatağa mahkum ederek, hapis hayatı yaşatan aşırı kilolarından obezite cerrahisiyle kurtulacak. 

Sakarya'nın Hendek ilçesinde yaşayan evli ve 3 çocuk annesi 38 yaşındaki İpek Balaban'ın hayatı, kontrolsüz ve hızla aldığı kilolar nedeniyle değişti. Balaban'ın aşırı kiloları, başta sağlık sorunları olmak üzere, bakıma ihtiyaç duyması nedeniyle eşinin çalışamaması gibi birçok olumsuzluğu da beraberinde getirdi.

Türkiye'nin bilinen "en ağır" kadın obezite hastası olan Balaban, yaklaşık 16 yıl içerisinde 250 kilo alarak hayata küserken, yaşamının son 5 yılını da yatağa bağımlı olarak geçirdi. 

Bu süreçte öz bakım ihtiyaçlarını dahi ancak eşinin desteğiyle karşılayabilen Balaban, aynı zamanda vücudunun çeşitli bölgelerinde oluşan yatak yaraları ve enfeksiyonel sorunlarla da mücadele etti.

Yaşadığı tüm sorunlardan kurtulmak için diyet gibi seçenekleri de deneyen ancak başarılı olamayan Balaban'ın hayallerine giden kapı, Biruni Üniversitesi Hastanesi tarafından aralandı.

İpek Balaban, bunun üzerine, aralarında sağlık personelinin de bulunduğu 8 kişi tarafından yaşadığı 15 metrekarelik odadan çıkarılarak, obeziteden kurtulmak için yola çıktı.

Balaban, Sakarya İl Sağlık Müdürlüğü bünyesinde hizmet veren obez ambulansıyla İstanbul'da Dr. Öğr. Üyesi Alper Öztürk ve ekibi tarafından tedavi edileceği hastaneye getirildi.

Obezite cerrahisiyle sağlığına kavuşması beklenen Balaban'ın ilk yıl 150, toplamda ise yaklaşık 250 kilo vermesi planlanıyor. 

- "Kilolarım yüzünden eve kapanıp daha fazla kilo aldım"

Aşırı kiloları nedeniyle yaşadığı sorunları AA muhabirine anlatan Balaban, sağlıklı zamanlarında 80 kilo olduğunu dile getirerek, 10 yıl içerisinde 300 kilonun üzerine çıktığını söyledi.

Daha önce doktora başvurduğunu ancak tedaviyi yürütmekte başarılı olmadığını dile getiren Balaban, "Kilo artışını fark ettiğimde diyet yapmaya çalıştım ama kendimi yenemedim. Her şeyi yemeye çalıştım, yedim, kendimi vazgeçiremedim. Makarna, pilav gibi hep kuru gıdalar yedim. Hamur işleri, börekler hep böyle şeylerle beslendim. Günde 4-5 öğün yiyorum. Bir oturuşta 1 ekmeği yiyebiliyorum. Beynim sürekli bir şeyler istiyordu. Kafam bir şeye kitlendiği zaman 'İlle de onu yiyeceğim' diyordum. Bazen domates, marul, maydanoz aldım, diyet yapmaya çalıştım. Ama bazen de 'Bunlardan bana ne olacak? Bunlar mı beni zayıflatacak?' dedim ve bunları yemeyi bıraktım." şeklinde konuştu. 

Kiloları nedeniyle eve kapanıp daha fazla kilo almaya başladığını anlatan Balaban, sokağa çıktığında insanların kendisiyle dalga geçtiğini, bu durumun da tamamen eve kapanmasına neden olduğunu dile getirdi.

- "5 yıldır banyo bile yapamıyorum"

Balaban, son dönemde hayatının her gününü yatağa bağımlı olarak geçirdiğini ve bu süreçte en büyük yardımcısının eşi olduğunu vurgulayarak, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Allah ondan razı olsun. Elim, kolum, kanadım, her şeyim o. Kızım da vardı, o bile bıraktı beni. Her şeyime eşim yetişti. Ben 5 yıldır banyo bile yapamıyorum. O, şampuanlı su yapar, beni siler, temizler. Kafamı yıkar, giydirir. Onun için çalışmaya bile gidemiyor, devamlı evde, gece, gündüz yanımda. Çarşıya bile çıkamıyor, nasıl işine gücüne baksın? Artık doktorlarım dedi ki 'Düzelmek, zayıflamak istiyorsan bizim dediklerimizi yiyeceksin.' Ben onları dinliyorum artık, açlığı bile unuttum. Bana geliyor hocam 'Aç mısın?' diye soruyor, 'Hayır tokum' diyorum.

Sağlığıma kavuşmak için her şeye katlandım artık. Karar verdim, torunlarımla gezeyim, oynayayım diye artık yemeyeceğim. Bunun için artık zayıflamak istiyorum. En çok özlediğim şeyler, gezmek, torunlarımla ilgilenmek. Annemin evi yanı başımda, orayı bile unuttum gidemiyorum. Komşularıma gitmek istiyorum. Eşimle kol kola bir pazara gitmek istiyorum." 

İpek Balaban'ın eşi Mesut Balaban da eşiyle 10 yıldan beri ilgilendiğini söyledi.

Eşini çok sevdiğini belirten Balaban, "Canımdan daha çok seviyorum. Bir an önce sağlığına kavuşmasını istiyorum. Eşimle gezmek istiyorum. Her şeye hasret kaldık. Gezmeye, bir yere gidip çay içmeye, pazara gitmeye... Kendisinin bir bardak çay vermesini, hizmet etmesini çok özledim. Eskisi gibi olmasını istiyorum. İnşallah hocalarıma çok güveniyorum. Allah razı olsun onlardan. Çok memnunuz. İnşallah sağlığına kavuşacak." diye konuştu. 

- 2 yıl içinde çeyrek ton kaybedecek

Balaban'ın ameliyatını gerçekleştirecek Biruni Üniversite Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Alper Öztürk de Balaban'a yardım etmek istediklerini ve tedavisini üstlendiklerini belirtti. 

Öztürk, hastanın ameliyat öncesi tetkiklerinin yapıldığını dile getirerek, "Kendisine obezite cerrahisi yapacağız ve onu yürüyebilir pozisyona getireceğiz. Şu anda ayaklarını bile hareket ettiremiyor. Ciddi yeme bozukluğu var. Bunların hepsini düzelteceğiz." ifadelerini kullandı. 

Hastanın ameliyat öncesi ciddi bir test sürecinden geçtiğini ve birçok branş hekimi tarafından değerlendirmelerinin yapıldığını aktaran Öztürk, sözlerini şöyle tamamladı:

"En sağlıklı şartları hazırladıktan sonra İpek Hanım'ı ameliyat edeceğiz. Ameliyat sonrası beslenme alışkanlığı değişecek. Daha az yiyecek. Hareket etmesini sağlayacağız. Yaklaşık 2 yıllık bir sürecin sonunda da normal kilolarına indireceğiz. Normal kilosu da boyuna göre 60-70'li kilolar. Şu anda 300'ün üzerinde. Çok ciddi multidisipliner bir yaklaşımla, ciddi bir takiple ameliyat sonrası dönemde sağlıklı kilolarına kavuşturacağız."
Türkiye'nin "en ağır" kadınının zayıflama maratonu başlıyor
6 yıl önce
Yorumlar_
[İlk yorum yapan siz olun]
160f3188bb4d1a8bcd5a1779b5773140@