Sakarya Üniversitesi (SAÜ) Kültür ve Kongre Merkezi'nde düzenlenen Uluslararası - Disiplinlerarası Kadın Çalışmaları Kongresi'ne Devlet Bakanı Nimet Çubukçu, Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği Başkanı Arzuhan Yalçındağ, kadın rektörler, yurt içi ve yurt dışındaki 64 üniversiteden 400 akademisyen katıldı.
240 Bildiri ve Poster
Toplantının açış konuşmasını SAÜ Rektörü Prof.Dr. Mehmet Durman yaptı. Durman, kadınların yaşadığı sorunların çözümüne, onların çağdaş bir toplum içerisinde eşit haklar ile etkin bir şekilde yer almalarına katkı sağlayacak bir dizi bilimsel ve sosyal etkinlikler yaptıklarını söyledi. Durman, kongreye katılan akademisyenlerin 240 bildiri ve poster sunacağını kaydetti.
İsim Tartışması Yaşandı
TÜSİAD Başkanı Arzuhan Doğan Yalçındağ, kongrede yaptığı konuşmada, TBMM'de kadın ve erkek eşitliğinin sağlanmasına yönelik çalışmalar yapacak bir komisyon kurulmasına dair kanun teklifinin kabul edildiğini belirterek, bunu memnuniyetle karşıladıklarını söyledi. Yalçındağ, sivil toplum kuruluşlarının yıllardır dile getirdiği ve Avrupa Komisyonu'nun Türkiye'ye verdiği raporda da yer alan bu gelişmeyi memnuniyetle karşıladıklarını belirterek, komisyonunun ismi ile ilgili tartışmalar yaşandığını hatırlattı.
Tartışmaları İzliyoruz
Kadın Erkek Eşitliği Komisyonu yerine Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu ifadesinin tercih edilmesinin esas sorun olan toplumsal cinsiyet eşitsizliğini geri bıraktığı yönünde çeşitli tartışmaları izlediklerini dile getiren Yalçındağ, "Komisyonun sivil toplum örgütleri görüş ve fikirlerinden yararlanmak suretiyle etkili çalışmaları gerçekleştirerek isminden kaynaklanan bu tartışmaları gidereceğini umuyoruz." dedi.
Türkiye, Son Sıralarda Yer Alıyor
Türkiye'de hukuksal düzenlemelerde önemli ilklere imza atıldığını, ayrıca eğitim, aile içi şiddet, siyasette kadın konularında kamuoyunda artan bir duyarlılık düzeyi oluştuğunu vurgulayan Yalçındağ şöyle konuştu: "Buna rağmen kadınlar eğitimde, iş gücünde karar alma mekanizmalarında çok yetersiz oranda temsil ediliyor. Maalesef Türkiye kadının iş gücüne katılım oranında sadece Avrupa Birliği ülkeleriyle kıyaslandığında, son sıralarda yer alıyor. Bunu eğitim, kırsal kesimden şehre göç gibi çok yönlü nedenleri var. Bunu aşmak için ebeveyn izninin yasallaşmalı, çocuk bakımına erişim için kapsamlı politikalar üretilmeli. Yerel yönetimler çocuk ve yaşlı bakım hizmetlerinde daha çok sorumluluk üstlenmeli. İş ve aile yaşamını destekleyici politikalarla kadınların iş gücü piyasasında yer almalarının desteklenmesi gerekir."
Her 5 Kadından Biri İşsiz
TÜİK verilerine göre 2008 yılında kadın işsiz oranı yüzde 12,7, tarım dışı kadın işsizlik oranı ise yüzde 20.7 olarak belirlendiğini anlatan Yalçındağ, konuşmasını şöyle sündürdü: "Yani kentlerde iş arayan her 5 kadından biri işsiz. Kriz öncesi de kadının iş gücü piyasasına katılım oranı arzu edilen düzeyin çok uzağındaydı. TBMM'de kabul edilen istihdam paketinde kadınların ve gençlerin istihdamının teşvik edilmesi konusunda önemli açılımlar yapıyor. Ancak ulusal bir kadın istihdam politikası olmadan da bu tabloyu değiştirmek oldukça zordur."
Türkiye'nin AB'ye giriş süreci kadın açısından olumlu bir itici güç olduğunu ve olmaya da devam edeceğini ifade eden Yalçındağ, "Türkiye'nin coğrafi yapısı, toplumsal muhafazakarlık, ortak özellikler taşıyan bazı ülkelerdeki AB'ye katılım süreci, kadın erkek eşitliğinin sağlanması konusunda bir çok adımın atılmasında önemli bir faktör olmuştur. Türkiye'de de kadın hakları ve uygulama performansları konusunda benzer dönüşümlerin yaşanacağı, AB adaylığının bu sürece ivme katarak itici bir güç olacağını öngörüyoruz." dedi.