Sakarya Üniversitesi Akademik ve Sosyal Gelişim Merkezi (SASGEM) tarafından “Batıdaki Türk Düşmanlığının Teknolojik Gelişmişlik Bağlamında İzahı” başlıklı bir konferans düzenlendi.
SAÜ Kültür ve Kongre Merkezi’nde düzenlenen konferansa Bursa Teknik Üniversitesi (BTU) Doğa Bilimleri, Mimarlık ve Mühendislik Fakültesi öğretim üyesi ve BTU Kurucu Rektörü Prof. Dr. Ali Sürmen konuşmacı olarak katıldı.
''Farklı sektörlere yönelmeliyiz''
Türkiye’nin son yıllardaki sanayi faaliyetlerinden bahseden Prof. Dr. Sürmen, sanayide yapılanları, yapılamayanları ve diğer ülkelerin yaptığı sanayi faaliyetlerini anlattı. Türkiye’nin otomotiv sanayi için fırsatları kaçırdığını ifade eden Prof. Dr. Sürmen, bu nedenle farklı sektörlere yönelinmesi gerektiğini söyledi. Prof. Dr. Sürmen, “Biz otomotiv sanayisi için fırsatı 1960’lı yıllarda kaybettik. Bizde aslında başlamış olan uçak sanayisidir. İkinci Dünya Savaşı’ndan hemen sonra 1945 yılında uçak sanayisi adına bir girişimimiz olmuş. Bu sanayi girişimimiz Kayseri’de kurulmuş. Kurulan bu fabrikaya bakıldığında her şey o kadar kapsamlı düşünülmüş ki, o yıllarda insanların olayı çevreleyen bütün unsurları düşündüklerine şaşırabiliyoruz. Ama bu o kadar da şaşırılacak bir şey değil. Çünkü o zamanlar tam savaş zamanları. Kendimizi korumak ve ekonomimiz için önemli bir adım. Bunları düşünmek zorundalardı. Fakat bu uçak sanayisi girişimi ne yazık ki çok uzun vadeli olmadı. Kısa bir süre sonra ortadan kalktı” ifadelerini kullandı.
''Fırsatları kaçırmasaydık elektronik cenneti olabilirdik''
Uçak sanayisi girişiminin duraksadığını ancak uçak motorlarının ithal edilerek üretime devam edildiğini aktaran Prof. Dr. Ali Sürmen, Türkiye’nin 1935 yılında ilk defa jet motorunu kullandığını söyledi. Prof. Dr. Sürmen, şöyle devam etti: “1939 yılına gelindiğinde de bu konuda gelişmeler yaşandı. Ancak biz Alman mühendisleri elimizde tutamadık. Türkiye böylece elindeki fırsatı kaçırmış oldu. Eğer bu fırsatı kaçırmamış olsaydık, uçak üretimi yapan bir Sivas olabilirdi. Böylece Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da terörü değil, uçak üretimini konuşabilirdik. Uçak ve otomotiv sanayisinin bulunduğu yerde her türlü sanayinin gelişmesi olağandır. Çünkü otomobil dediğinizde, bunun tasarımı, malzemesi, güç sistemi, hatta tekstil bile işin içine girer. 1960 yılından sonra elektronik sanayisi de güç kazandı. Eğer biz otomotiv ve uçak sanayilerinde fırsatları kaçırmasaydık, gelişerek elektronik cenneti olan bir ülke haline de gelebilirdik.”
Konferans sonunda Prof. Dr. Ali Sürmen’e katılımlarından dolayı hediye ve plaket takdim edildi.