Türk Eğitim Sen Sakarya Şube Sekreteri Mehmet Düzlü, Kamu görevlilerinin toplu sözleşme ve grev hakkının uluslar arası dayatmayla değil mutabakatla, isteyerek yapılması gerektiğini söyledi.
Düzlü, hükümetin Uzlaştırma Kurulu kararlarını dikkate almayışını eleştirerek, “Memurların ekonomik olarak hükümetin insafına terk edilmesi sonucunu doğurmuş ve bu durum memur maaşlarının açlık sınırının altında kalmasına neden olmuştur. Eğer Uzlaştırma Kurulu kararları kabul edilseydi, bugün 1023,82 TL olan en düşük dereceli memur maaşı 1264,41 TL olacaktı. Buna göre en düşük dereceli memur maaşında 240 TL, yani yüzde 23,5 oranında kayıp vardır” dedi.
Uzlaştırma Kurulunun aldığı kararlara uyulması halinde bin 541 TL olması gereken ortalama memur maaşının da bu süreçte bin 321 TL'de kaldığını belirten Düzgün, “Buna göre kurul kararlarının uygulanmaması nedeniyle ortalama memur maaşındaki kayıp 220 TL yani yüzde 17 dolayında olmuştur. Hükümet bu yıl da kurulun kararlarına uymazsa, en düşük dereceli memur maaşındaki kayıp aylık 291,93 TL'ye ulaşacaktır.En düşük dereceli memur maaşındaki kayıp oranı 2010 yılında yüzde 27 olacaktır. Ortalama memur maaşındaki Uzlaştırma Kurulu kararlarına uyulmamasından kaynaklanan kayıp ise 2010 yılı için aylık 279,15 TL ile yüzde 20 olacaktır. Eğer kurulun daha önce aldığı kararlar kabul edilseydi, açlık sınırı altında maaş alan kamu çalışanı kalmayacak ve Türkiye Kamu-Sen'in 2010 yılı ile ilgili ekonomik talepleri tam anlamıyla karşılanmış olacaktı. Buradan hükümete sesleniyoruz; Türkiye Kamu-Sen'in yoğun faaliyetleri, Türkiye-AB Karma İstişare Komitesi'nin toplantılarında alınan kararlar, AB ilerleme raporları, ILO'nun Türkiye ile ilgili olarak 2009 yılında verdiği teknik yardım kararı ve son olarak Uzlaştırma Kurulu'nun kararı ile daha fazla kaçacak yeriniz kalmamıştır” diye konuştu.
Hükümete “Gelin kamu görevlilerinin toplu sözleşme ve grev hakkını uluslar arası dayatmayla değil, mutabakatla, isteyerek ve istişare ederek yapın” diye seslenen Düzgün, toplu sözleşme ve grev hakkı da, Uzlaştırma Kurulu'nun kararlarına uyulması da çağdaş yönetim anlayışının bir gereği iken ayak direyerek memuru karşınıza almanın, ardından da uluslar arası baskılarla düzenleme yapmaya çalışmanın hiç kimseye faydası olmayacağını kaydetti.