Uluslararası Mersin Balığı Çalıştayı Yapıldı

Nesli tükenmek üzere olan ve kırmızı listede bulunan Mersin balıklarıyla ilgili bilim adamlarının katılımı ile uluslararası Mersin balığı çalıştayı yapıldı. (Çalıştay: Bilim adamlarının ve uzmanların bir konuda ön hazırlık yapmak üzere katıldığı inceleme ve değerlendirme toplantısı.)

Çalıştaya, Dünya Mersin Balıklarını Koruma Topluluğu'na üye 7 ülkeden 22 bilim adamı katıldı. Mersin balıklarının geleceğinin konuşulduğu çalıştayın ardından bilim adamları, Mersin Balığı Festivali'nin düzenlendiği Sakarya'nın Karasu ilçesini gezdi. İkisi İstanbul Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi'nce yetiştirilen, diğer ikisi de balıkçılar tarafından yakalanan dört Mersin balığı, üzerlerine çip takılarak, bilim adamları tarafından Sakarya Nehri'nin Karadeniz'e döküldüğü alanda suya bırakıldı.

İstanbul Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Devrim Memiş, topluluğun her yıl değişik ülkelerde gerçekleştirdiği toplantıya bu yıl Türkiye'nin ev sahipliği yaptığını söyledi. Balta Limanı'ndaki İstanbul Üniversitesi Sosyal Tesisleri'nde gerçekleştirilen çalıştayda, Mersin balıklarının geleceğinin değerlendirildiğini belirten Memiş, toplantıya ilginin fazla olduğunu kaydetti.

Kendilerinin Mersin balığı yetiştirme projesine 2001 yılında başladıklarını ifade eden Memiş, Rusya'dan getirttikleri yumurtalardan ürettikleri balıkların bugün 7 yaşında olduğunu dile getirdi. Ürettikleri balıkları üzerlerine çip takarak Karadeniz'e bıraktıklarını bildiren Memiş, şöyle konuştu: "Projeyi Tarım Bakanlığı ile başlattık. İstanbul Üniversitesi'nin projedeki yeri yetiştiricilik kısmını üstlenmekti. Projedeki asıl amaç bizim kendi sınırlarımızdaki balıkları yakalayıp, yumurtlamaya uygun olanları seçip, onları besiye alarak, onlardan yumurta almak. Rusya'dan balık alıp onlardan yumurta almamız kolay. Ancak bizim kendi sınırlarımızdaki balıkları yakalayıp, onlardan yumurta almamız daha doğru. Aynı zamanda eğitim çalışması yapıyoruz. Balıkçılarla birlikte ortak çalışıyoruz. Özellikle Kızılırmak, Yeşilırmak ve Sakarya Nehri'nde çok ilerleme katettik. Projemiz bu sene bitmek üzere. Ancak gördük ki daha çok araştırma yapmamız lazım. Daha çok bütçeli geniş bir çalışma yapmamız lazım. Böyle bir proje hazırlanıp TÜBİTAK'a sunuldu, ama geçmedi. Bu projenin geçmemesi olmayacak değil, hayata geçirilmesi gerekir. Proje için 1 yıl uzatma istendi. Çünkü her geçen gün daha fazla ilgi olduğunu gördük. Çalışma arttıkça balıkların olduğunu farkettik. Balıkların olduğunu görmek sularımızda Mersin balığıyla ilgili yapılacak çok şey olduğunu düşünüyoruz."

MERSİN BALIKLARININ CİNSİYETİNİ ULTRASONLA BELİRLEYECEĞİZ.

Mersin balıklarının cinsiyetlerinin 1,5 ila 2 yaşına kadar belirlenemediğini vurgulayan Memiş, ultrason cihazıyla yetiştirdikleri balıkların cinsiyetini önceden belirleme imkanı elde ettiklerini söyledi. Bu balıkların cinsiyetinin önceden bilinmesinin oldukça önemli olduğuna anlatan Memiş, "Bu teknik çok yeni bir teknik, Rusya'da ve diğer ülkelerde kullanılıyor. Balıkların erkek mi dişimi olduklarını önceden bilmek çok önemli. Ona göre yetiştiricilik programına alınıyorlar. Bizim balıklarımız henüz 7 yaşında. Henüz olgunlaşmaya yeni başladıklarını tespit ettik. Mersin balıklarının kültüründe dişi balığı saklamak çok önemli. Çünkü dişi balık yumurta veriyor. Erkek balıkları uzun süre tutmak oldukça ekonomik değil. Erkek balıkların spermlerini muhafaza edebiliyoruz. Biyo teknoloji çok gelişti. Erkek balıklar çok büyük olduklarından onları beslemek çok maliyetli. O nedenle dişi balıklar tutuluyor. Erkek balıklarında spermleri, dondurulup, eksi 196 derecede saklanıp , dölleme zamanı istenildiğinde bunlar kullanılabiliyor. O nedenle balıkların dişimi erkek mi olduklarını ayırt etmek çok önemliydi. Biz bugün bu tekniği gördük." diye konuştu.

<p><font size="2"><font face="verdana,geneva">Kendilerinin Mersin balığı yetiştirme projesine 2001 yılında başladıklarını ifade eden Memiş, Rusya'dan getirttikleri yumurtalardan &uuml;rettikleri balıkların bug&uuml;n 7 yaşında olduğunu dile getirdi. &Uuml;rettikleri balıkları &uuml;zerlerine &ccedil;ip takarak <strong>Karadeniz</strong>'e bıraktıklarını bildiren<strong> Memiş, ş&ouml;yle konuştu:</strong><font color="#993300"> &quot;Projeyi <strong>Tarım Bakanlığı</strong> ile başlattık. İstanbul &Uuml;niversitesi'nin projedeki yeri yetiştiricilik kısmını &uuml;stlenmekti.</font><font color="#993300"><strong> Projedeki asıl ama&ccedil;</strong> bizim kendi sınırlarımızdaki balıkları yakalayıp, yumurtlamaya uygun olanları se&ccedil;ip, onları besiye alarak, onlardan yumurta almak. </font>Rusya'dan balık alıp onlardan yumurta almamız kolay. Ancak bizim kendi sınırlarımızdaki balıkları yakalayıp, onlardan yumurta almamız daha doğru. Aynı zamanda eğitim &ccedil;alışması yapıyoruz. Balık&ccedil;ılarla birlikte ortak &ccedil;alışıyoruz. &Ouml;zellikle Kızılırmak, Yeşilırmak ve Sakarya Nehri'nde &ccedil;ok ilerleme katettik. Projemiz bu sene bitmek &uuml;zere. Ancak g&ouml;rd&uuml;k ki daha &ccedil;ok araştırma yapmamız lazım. <font color="#993300">Daha &ccedil;ok b&uuml;t&ccedil;eli geniş bir &ccedil;alışma yapmamız lazım. </font><font color="#000000">B</font>&ouml;yle bir proje hazırlanıp T&Uuml;BİTAK'a sunuldu, ama ge&ccedil;medi. Bu projenin ge&ccedil;memesi olmayacak değil, hayata ge&ccedil;irilmesi gerekir. Proje i&ccedil;in 1 yıl uzatma istendi. &Ccedil;&uuml;nk&uuml; her ge&ccedil;en g&uuml;n daha fazla ilgi olduğunu g&ouml;rd&uuml;k. <font color="#993300">&Ccedil;alışma arttık&ccedil;a balıkların olduğunu farkettik. Balıkların olduğunu g&ouml;rmek sularımızda Mersin balığıyla ilgili yapılacak &ccedil;ok şey olduğunu d&uuml;ş&uuml;n&uuml;yoruz.&quot; </font></font></font></p><p><font face="verdana,geneva"><font size="2"><strong>MERSİN BALIKLARININ CİNSİYETİNİ ULTRASONLA BELİRLEYECEĞİZ.</strong></font> </font></p><p><font face="verdana,geneva" size="2">Mersin balıklarının cinsiyetlerinin <strong>1,5 ila 2 yaşına kadar</strong> belirlenemediğini vurgulayan Memiş, ultrason cihazıyla yetiştirdikleri balıkların cinsiyetini &ouml;nceden belirleme imkanı elde ettiklerini s&ouml;yledi. Bu balıkların cinsiyetinin &ouml;nceden bilinmesinin olduk&ccedil;a &ouml;nemli olduğuna anlatan <strong>Memiş,</strong> <font color="#333333">&quot;Bu teknik &ccedil;ok yeni bir teknik, Rusya'da ve diğer &uuml;lkelerde kullanılıyor. <strong>Balıkların erkek mi dişimi olduklarını &ouml;nceden bilmek &ccedil;ok &ouml;nemli.</strong> Ona g&ouml;re yetiştiricilik programına alınıyorlar. Bizim balıklarımız hen&uuml;z 7 yaşında. Hen&uuml;z olgunlaşmaya yeni başladıklarını tespit ettik. Mersin balıklarının k&uuml;lt&uuml;r&uuml;nde dişi balığı saklamak &ccedil;ok &ouml;nemli. &Ccedil;&uuml;nk&uuml; dişi balık yumurta veriyor. Erkek balıkları uzun s&uuml;re tutmak olduk&ccedil;a ekonomik değil. Erkek balıkların spermlerini muhafaza edebiliyoruz. <strong>Biyo teknoloji &ccedil;ok gelişti</strong>. Erkek balıklar &ccedil;ok b&uuml;y&uuml;k olduklarından onları beslemek &ccedil;ok maliyetli. O nedenle dişi balıklar tutuluyor. Erkek balıklarında spermleri, dondurulup, eksi 196 derecede saklanıp , d&ouml;lleme zamanı istenildiğinde bunlar kullanılabiliyor. O nedenle balıkların dişimi erkek mi olduklarını ayırt etmek &ccedil;ok &ouml;nemliydi. Biz bug&uuml;n bu tekniği g&ouml;rd&uuml;k.&quot; </font>diye konuştu. </font></p>

Altı türünden üçü tamamen yok olan Mersin balıklarının kırmızı listede koruma altına alınan balık türleri arasında bulunduğunun altını çizen Memiş, nesli tehlikede olan bu balık için Sakarya'nın Karasu ilçesinde festival düzenlendiğini açıkladı. Dünyada Mersin balığı ile ilgili festivali ilk kendilerinin çıkarmasının ilginç olduğunu belirten Memiş, şunları ifade etti, "Bu festival yurt dışından gelen bilim adamlarının da çok ilgisini çekti. Kendi web sayfalarına koymak istiyorlar. Bu yılki festivalin tam tarihini öğrenmek istediler. Bu festivalin anonsunu yapmak istediklerini belirttiler. Dünyada Mersin balığı ile ilgili festivali ilk bizim çıkarmamızda çok ilginç. Onlar yıllardır bu işi yapıyorlar. Ancak festivalinin olduğunu sanmıyorum. İlgilerini çekti. Bu festival bizim için iyi oldu. Hem turizm hem de Mersin balığını tanıtmak açısından... Bu balığı avlamanın yasak olduğunu çok insan bilmiyor. Büyük balıkları balıkçılar avlanmasının yasak olduğunu bildiklerinden haber vermekte çekiniyorlar. Bizim insanlardaki bilinci artırıp bu balığın önemini tekrar geriye kazanmamız gerekiyor. Çok pahalı bir balık. Ülkemize kazandırabilirsek balıkçımıza da büyük katkı sağlamış olacağız. Yetiştiriciliği dünyada çok yaygınlaştı. Artık yetiştiriciliği yapılıyor. Türkiye'nin de bir an önce yetiştiriciliğe başlaması gerekiyor. Biz geçmişte buna daha erken başlamış olsaydık, Mersin balığını Türkiye'de üretmiş olacaktık."

Dünya Mersin Balıklarını Koruma Topluluğunu Başkanı Harald Rosenthal, ise Türkiye'nin Mersin balıklarının korunmasına yönelik yapılan çalışmalara katılan ilk ülkelerden biri olduğunu belirtti. Mersin balıklarının korunmasına yönelik kurulan bu topluluğun çalışmalarında 31 ülkenin yer aldığını bildiren Rosenthal, Mersin balığının türünün tehlikede olduğunu ve korunması gerektiğini kaydetti. Korumaya yönelik çalışmaların Mersin balığının geleceğe doğru gitmesini sağlayacağını vurgulayan Rosenthal, "Yaptığımız toplantılarda çok önemli konu başlıkları belirleniyor. Ülkelerin bundan sonraki çalışmalarda yürüteceği hareket konusunda kararlar veriliyor. Diğer ülkeler ile Türkiye'de yapılan çalışmaları araştırmacılarla paylaşmak istiyoruz. Böylece daha sağlam hareket planı oluşturabiliriz. Bugünkü çalışmalardan çok etkilendim. Bu türün tehlikede olduğunu ve korunması gerektiğini bizim buradaki insanlara anlatmamız çok önemli. Bu tür fosil bir tür. Çok uzun bir geçmişi var. Çok uzun yaşayan bir tür. Bu türle ilgili çok fazla çalışan araştırmacı yok. Belli kişiler bu türle ilgili araştırma yapıyor. Biz birlikte düşünerek lokal olarak çalışma yapmamız gerekiyor. Uluslararası alanda bu konuda çalışan insanların biraraya gelerek, bu konu üzerinde düşünmeleri, bu türün korunmasına yönelik çalışmalara güç veriyor. Bu koruma hareketine birbirimize yardım ederek , bilgilerimizi birbirimize aktararak iyi şeyler yapabiliriz." şeklinde konuştu.

Çalıştaya, Türkiye ile birlikte ABD, Rusya, Çin, Almanya, İsviçre, Fransa, İtalya, Romanya ve Bulgaristan'dan bilim adamları katıldı.

<p><font size="2"><font face="verdana,geneva">Altı t&uuml;r&uuml;nden &uuml;&ccedil;&uuml; tamamen yok olan Mersin balıklarının kırmızı listede koruma altına alınan balık t&uuml;rleri arasında bulunduğunun altını &ccedil;izen Memiş, nesli tehlikede olan bu balık i&ccedil;in Sakarya'nın Karasu il&ccedil;esinde festival d&uuml;zenlendiğini a&ccedil;ıkladı. D&uuml;nyada Mersin balığı ile ilgili festivali ilk kendilerinin &ccedil;ıkarmasının ilgin&ccedil; olduğunu belirten<strong> Memiş, şunları ifade etti,</strong><font color="#993300"> &quot;Bu festival yurt dışından gelen bilim adamlarının da &ccedil;ok ilgisini &ccedil;ekti. </font><font color="#993300">Kendi web sayfalarına koymak istiyorlar.</font> Bu yılki festivalin tam tarihini &ouml;ğrenmek istediler. Bu festivalin anonsunu yapmak istediklerini belirttiler. D&uuml;nyada Mersin balığı ile ilgili festivali ilk bizim &ccedil;ıkarmamızda &ccedil;ok ilgin&ccedil;. Onlar yıllardır bu işi yapıyorlar. Ancak festivalinin olduğunu sanmıyorum. İlgilerini &ccedil;ekti. Bu festival bizim i&ccedil;in iyi oldu. <strong><font color="#993300">Hem turizm hem de Mersin balığını tanıtmak a&ccedil;ısından...</font></strong> Bu balığı avlamanın yasak olduğunu &ccedil;ok insan bilmiyor. B&uuml;y&uuml;k balıkları balık&ccedil;ılar avlanmasının yasak olduğunu bildiklerinden haber vermekte &ccedil;ekiniyorlar. Bizim insanlardaki bilinci artırıp bu balığın &ouml;nemini tekrar geriye kazanmamız gerekiyor. &Ccedil;ok pahalı bir balık. &Uuml;lkemize kazandırabilirsek balık&ccedil;ımıza da b&uuml;y&uuml;k katkı sağlamış olacağız. Yetiştiriciliği d&uuml;nyada &ccedil;ok yaygınlaştı. Artık yetiştiriciliği yapılıyor. <font color="#993300">T&uuml;rkiye'nin de bir an &ouml;nce yetiştiriciliğe başlaması gerekiyor.</font> <font color="#993300">Biz ge&ccedil;mişte buna daha erken başlamış olsaydık, Mersin balığını T&uuml;rkiye'de &uuml;retmiş olacaktık.&quot; </font></font></font></p><p><font size="2"><font face="verdana,geneva"><strong>D&uuml;nya Mersin Balıklarını Koruma Topluluğunu Başkanı Harald Rosenthal</strong>, ise T&uuml;rkiye'nin Mersin balıklarının korunmasına y&ouml;nelik yapılan &ccedil;alışmalara katılan ilk &uuml;lkelerden biri olduğunu belirtti. Mersin balıklarının korunmasına y&ouml;nelik kurulan bu topluluğun &ccedil;alışmalarında <strong>31 &uuml;lkenin</strong> yer aldığını bildiren<strong> Rosenthal</strong>, Mersin balığının t&uuml;r&uuml;n&uuml;n tehlikede olduğunu ve korunması gerektiğini kaydetti. Korumaya y&ouml;nelik &ccedil;alışmaların Mersin balığının geleceğe doğru gitmesini sağlayacağını vurgulayan <strong>Rosenthal,</strong> &quot;<font color="#333333">Yaptığımız toplantılarda &ccedil;ok &ouml;nemli konu başlıkları belirleniyor. &Uuml;lkelerin bundan sonraki &ccedil;alışmalarda y&uuml;r&uuml;teceği hareket konusunda kararlar veriliyor. Diğer &uuml;lkeler ile T&uuml;rkiye'de yapılan &ccedil;alışmaları araştırmacılarla paylaşmak istiyoruz. B&ouml;ylece daha sağlam hareket planı oluşturabiliriz. Bug&uuml;nk&uuml; &ccedil;alışmalardan &ccedil;ok etkilendim. <strong>Bu t&uuml;r&uuml;n tehlikede olduğunu ve korunması gerektiğini bizim buradaki insanlara anlatmamız &ccedil;ok &ouml;nemli. </strong>Bu t&uuml;r fosil bir t&uuml;r. &Ccedil;ok uzun bir ge&ccedil;mişi var. &Ccedil;ok uzun yaşayan bir t&uuml;r. Bu t&uuml;rle ilgili &ccedil;ok fazla &ccedil;alışan araştırmacı yok. Belli kişiler bu t&uuml;rle ilgili araştırma yapıyor. Biz birlikte d&uuml;ş&uuml;nerek lokal olarak &ccedil;alışma yapmamız gerekiyor. Uluslararası alanda bu konuda &ccedil;alışan insanların biraraya gelerek, bu konu &uuml;zerinde d&uuml;ş&uuml;nmeleri, bu t&uuml;r&uuml;n korunmasına y&ouml;nelik &ccedil;alışmalara g&uuml;&ccedil; veriyor. Bu koruma hareketine birbirimize yardım ederek , bilgilerimizi birbirimize aktararak iyi şeyler yapabiliriz.&quot;</font> şeklinde konuştu. </font></font></p><p><font face="verdana,geneva"><font size="2"><strong>&Ccedil;alıştaya,</strong> T&uuml;rkiye ile birlikte <strong>ABD, Rusya, &Ccedil;in, Almanya, İsvi&ccedil;re, Fransa, İtalya, Romanya </strong>ve <strong>Bulgaristan</strong>'dan bilim adamları katıldı.</font> </font></p>
16 yıl önce
Yorumlar_
[İlk yorum yapan siz olun]
788318cc180007934f1a06e5bb874273@