Sakarya Üniversitesi ve Hendek Belediyesi işbirliğinde düzenlenen “Uluslararası Sözlük Bilimi Sempozyumu”, SAÜ Kültür ve Kongre Merkezi’nde başladı.
“21. Yüzyılda Sözlükçülük” sloganıyla gerçekleştirilen ve 26-27 Kasım olmak üzere iki gün sürecek sempozyumun açılış konuşmalarını Sakarya Valisi Hüseyin Avni Coş, SAÜ Rektörü Prof. Dr. Muzaffer Elmas, SAÜ Türk Dili Bölüm Başkanı ve Sempozyum Düzenleme Kurulu Başkanı Prof. Dr. Engin Yılmaz ile Hendek Belediye Başkanı Ali İnci yaptı.
Sözlük ve dilbilim alanlarında uzman ulusal ve uluslararası birçok bilim insanını bir araya getirerek, alandaki sorunları irdelemek, tartışmak ve çözüm önerileri sunmayı amaçlayan sempozyumun açılışında konuşan Sakarya Valisi Hüseyin Avni Coş, sempozyumda çok önemli sunumların yapılacağını öğrendiğini ve bildiriler yayınlandığında bunları okumak ve bunlardan istifade etmek için gayret göstereceğini belirtti. Türkçenin önemli bir dil olmasının ötesinde, kültürel coğrafyamızın da sınırlarını çizen en önemli adetlerden bir tanesi olduğuna değindi.
Sakarya Valisi Hüseyin Avni Coş, “Türkçemize sahip çıkmak, Türkçemizi iyi kullanmak, Türkçemizin sırlarına vakıf olmak çok önemli. Her aile için temel şartlardan bir tanesi olan Türkçeye aşinalık ve vakıflık konusunda maalesef ailelerimizde giderek artan bir eksiklik göze çarpmakta. Bunun çeşitli şekillerde, yayınlara, sosyal medyaya, günlük konuşmalara ve gazetedeki yazı diline kadar yansıdığını görmekteyiz. Giderek daha az kelime haznesiyle konuşuyoruz. Türkçeyi en sade şekliyle kullandığı için örnek gösterilen Ömer Seyfettin’in yazdığı hikâyeleri okuduğunda anlayamayacak olan bir nesil oluştu” ifadelerini kullandı.
Bu durumun sebep ve sonuçları ile meydana getirdiği tehlikelerin, bilim adamlarının çalışma alanı içinde olduğunu ifade eden Coş, “İnşallah bu önemli toplantının Türkçenin sorunlarına çözüm getiren, Türkçenin daha güzel kullanılmasını sağlayarak, daha çok kelimeyle daha çok duygu ve düşünce ifade etme zenginliği sağlamasını temenni ediyorum” diyerek konuşmasını sonlandırdı.
Sempozyuma ev sahipliği yapmaktan dolayı duyduğu memnuniyeti ile getiren Sakarya Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Muzaffer Elmas, Sakarya Üniversitesi’nin 2 bin 500’e yakın yabancı öğrenci olmak üzere, 80 bin civarında öğrencisi bulunduğunu söyledi. Yabancı öğrenci profiline bakıldığında Balkanlar, Türk dünyası, Orta doğu ve Afrika’dan gelen öğrencilerin çoğunlukta olduğunun görüldüğüne işaret eden Prof. Dr. Elmas, birkaç yıl içinde bu sayının 5 bine ulaşmasını beklediklerini aktardı.
Rektör Prof. Dr. Muzaffer Elmas, Sakarya Üniversitesi’nin hem konumu hem de yaptıkları itibariyle uluslararasılaşma alanında katkı sağlayan bir üniversite olduğunu da dile getirerek, “Çoğu çalışmalarıyla model olan bir üniversite olarak bu tür toplantıların üniversitemizin misyonu ve vizyonu ile çok yakından ilişkili olduğunu söylemek istiyorum. Sempozyumun gerçekleşmesinde emeği geçen herkese teşekkür ediyorum” ifadelerini kullandı.
Bilgi çağı içerisinde dijital dünyadaki bilgilerin her yıl olağanüstü derecede katlanarak arttığına dikkat çeken Elmas, şöyle devam etti: “Dijital dünyadaki bilgi birikimi ya da yığını akıl almaz bir hızla ilerliyor. Gençlerin dijital dünyadan öğrendikleri bilgi oranları yüzde 30’lardan yüzde 85’lere kadar çıkmış durumda. Bu bakımdan bu çalışmalarda dijital dünyayı, teknolojiyi ve bilişimi mutlaka işin içine sokmak gerektiğini düşünüyorum. Sözlük konusunda da mobil uygulamaların geliştirilmesinin çok faydalı olacağını düşünüyorum. Bu konudaki çalışmalara üniversite olarak biz de bu yönde bir destek vermeye her zaman hazırız.”
Açılış konuşmasını yapan Hendek Belediye Başkanı Ali İnci de, belediye olarak SAÜ ile ortaklaşa birçok proje yürüttüklerini dile getirerek, “Uluslararası Sözlük Bilimi Sempozyumu yapılması fikri ortaya çıktığı zaman hemen destek olmaya hazır olduğumuzu belirttik. Sempozyumun hayırlı geçmesini ve misafirlerimizin Sakarya’dan memnun olarak ayrılmalarını diliyorum” ifadelerini kullandı.
Sakarya Üniversitesi Kongre ve Kültür Merkezinde başlayan Uluslararası Sözlük Bilimi Sempozyumunun ilk oturumu gerçekleştirildi.
Sakarya Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Yılmaz Daşçıoğlu’nun başkanlığında düzenlenen panele konuşmacı olarak Türk Dil Kurumu (TDK) Başkanı Prof. Dr. Mustafa Kaçalin, Yunus Emre Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. Hayati Develi ve Atılım Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hamza Zülfikar katıldı.
TDK Başkanı Prof. Dr. Kaçalin, yabancıların sözlük hazırlama konusunda Türklerden daha ön plana çıktığını ifade ederek, “Türkler sözlük yapmaya merak duymamış. Ancak bundan 'Türkler sözlük hazırlamıyor' anlamı çıkarılmasın. Dikkat ve her bilgiye eşit uzaklıkta bakmak, onlarda merak uyandırıyor. Arapçanın en iyi sözlüklerini yazanlar da Arap değil. Farsça için de böyle. İnsan, bir farklılığı başka dille karşılaşınca anlıyor, o zaman ayrıntıları yakalıyor” diye konuştu.
İlk sözlüklerin ticari ve askeri alanda ihtiyacı karşılamak amacıyla üretildiğine değinen Kaçalin, günümüzde sözlükçülüğün Türk Dili ve Edebiyatı alanı içerisinde bir ders olarak bile verilmediğinden yakındı. Sözlüğün ayrı bir bilim dalı olması gerektiğini ifade eden Kaçalin, “Bu toplantılar böyle bir ihtiyacın haber vericisi, başlatıcısıdır. Böylece kanaatler oluşur ve bu kanaatler uygulamaya geçebilir. Sözlükçülük eğitiminin dört yıllık lisans eğitiminin içerisinde bile yetmeyeceği görülmelidir” diye konuştu.
Sözlüklerde eksik olan bilgiler tamamlanmalı
Atılım Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hamza Zülfikar, Türk sözlük yazarlarının geçmişte daima milleti, dili ve kültürü düşünerek sözlük hazırladığını ifade ederek, ilerleyen yüzyıllarda bunun ihmal edildiğini ve 1945 yılında yayınlanan Türkçe sözlükte yaklaşık 50 bin kelime bulunduğunu söyledi. Bunun ardından Türkçe sözlük çalışmalarına büyük ağırlık verildiğini ve kısıtlı olan bu söz hazinesinin genişletildiğini anlatan Zülfikar, TDK’nın sözlüğünde eksik olan bilgilerin yeni bilgilerle daha da geliştirilmesi gerektiğini ifade etti.
Sözlük Uzmanlığımız Olmalı
Yunus Emre Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. Hayati Develi, Türk Dili ve Türk Edebiyatı bölümlerinin ayrı bölümler olması gerektiğini vurgulayarak, ancak bu sayede öğrencilerin dil alanında uzman olarak yetiştirilebileceğini söyledi. Develi, “Eğer bu işin teorisini, batıda olduğu gibi uygulamasıyla beraber etraflıca öğretemezsek, sözlükçülüğümüz biraz el yordamıyla gider. Arapçanın niçin bu kadar sözcüğü var. Kuran’ın Arapça olması nedeniyle Arap olan ya da olmayan insanlar sözcükleri topladılar, bu sayede mükemmel Arapça sözcükler dünyaya yayıldı. Biz Türkiye olarak sözlükçülüğün neresindeyiz buna bakmak gerekir. Divan-ı Lügat-it Türk ile çok erken başlayan sözlükçülük serüvenimiz ciddi bir ara vermiştir. Bu işi yabancılara bırakmadan kendi sözlüğümüzü hazırlamamız gerekiyor” ifadelerini kullandı.