AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ayhan Sefer Üstün, "Nasıl ki bu PKK, uluslararası güçlerin bir piyonu ise HDP de PKK'nın bir piyonudur. Yani onun eşit bir unsuru bile değil, piyonudur. Onlar, PKK emretmeden, talimat vermeden ağızlarını açamazlar" dedi.
AK Parti'nin İnsan Haklarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Üstün, AA muhabirine yaptığı açıklamada, TBMM İnsan Hakları Komisyonu Başkanlığı görevini yürütmüş biri olarak meselelere hak temelli bakmaya çalıştığını söyledi.
Terör örgütü PKK'nın saldırılarına değinen Üstün, bu şiddetin, insan hakları açısından bakıldığı zaman herhangi bir hak talebi olmadığını gördüklerini ifade ederek, "Oradaki insanlarımızın, Türkiye'deki başka etnik kökenden insanlarımızın önceden insan hakkı çerçevesinde eğitimle alakalı, kimliklerini ifade etme açısından birtakım talepleri vardı. Son 10 yılda ve daha önceki yıllarda yapılan düzenlemelerle bütün bu talepler karşılandı" diye konuştu.
Türkiye Cumhuriyeti'nin terörle mücadelesinin dünya kamuoyunca haklı bulunduğunu vurgulayan Üstün, terör örgütü mensuplarına ve yandaşlarına tepki göstererek, şunları söyledi:
"Bunlar, Türkiye düşmanlığı için çalışan Türkiye'nin gelişmesini istemeyen güçlerin piyonu, ihanet aracı olduğu çok açık gözükmektedir. Bunlar şu anda dünyadaki derin güçlerin işlerini yapmak için ihale almışlar ve bu ihaleyi gerçekleştiriyorlar. Bu, tam bir ihanet şebekesi. Şu anda ne Kürt'e ne Türk'e hiçbir kimseye faydası olmayan faaliyet içerisindeler. Bunu bölge halkı da gördü ve bütün çağrılara rağmen sokağa çıkmıyor, aksine bizim görüştüğümüz o bölgedeki Kürt kardeşlerimiz, bu operasyonların sonuna kadar gitmesi gerektiğini ifade ediyor. 'Bizi burada yarı yolda bırakmayın, sonuna kadar bunu götürün' diyorlar ve her gün kendilerini tehdit eden bu canilerden kurtulmak istiyorlar."
Hakkari'nin Dağlıca bölgesindeki terör saldırısında şehit düşen askerler için Van'da 8 Eylül'de düzenlenen törene Başbakan Ahmet Davutoğlu ile katıldığını anımsatan Üstün, tören sırasında bölgedeki vatandaşların Başbakan Davutoğlu'nun önüne atıldıklarını belirterek, "Van'daki 50-60 yaşındaki insanlar 'Bizi de askere alın, bizi bu hainlerin karşısına çıkartın' diye yalvarıyorlar. Onlar şehit yakınları da değil, cenazeye gelen vatandaşlar. Oradaki insanlar bunu haykıracak noktaya gelmiş çünkü mal güvenliği, can güvenliği kalmamış. O hainler bütün bu değerlere saldırmışlar. Oradaki insanlar da bu hainlerden hesap sorulması ve bölgenin temizlenmesi gerektiğini ifade ediyorlar. Bunlar büyük güçlerin piyonu haline gelmiş. Bunların davası, bir hak davası değil. Bunların davası, bir ihanet davasıdır. Bu bakımdan o hainlere yaptıklarının hesabı sorulacaktır" diye konuştu.
"Bu ihanet şebekesine gerekli ders verilecek"
Türkiye'de eylemlerin gerekçesinin kalmadığını dile getiren Üstün, öldürmenin hiçbir gerekçesinin de olamayacağını vurguladı. Terör eylemlerinde bulunanlara mutlaka gerekli dersin verileceğini aktaran Üstün, şunları söyledi:
"Bu ihanet şebekesine gerekli ders verilecek. Onlar bu topraklardan süpürülüp atılmadan da bu mücadele bitirilmeyecek, devam edecektir. Nasıl ki bu PKK, uluslararası güçlerin bir piyonu ise HDP de PKK'nın bir piyonudur. Yani onun eşit bir unsuru bile değil, piyonudur. Onlar PKK emretmeden, talimat vermeden ağızlarını açamazlar. Normal bir siyaset yapmaya kalksalar onu istemezler azar işitirler, zılgıt yerler. Bunların durumu bu. Böylesi bir yapıdan siyaset beklemek zaten yanlış olur. Biz bunlardan böyle bir şey beklemiyoruz, bunu vatandaşımız da net bir şekilde görmeye başladı."
"Bazı Kürt vatandaşlarımız bunlara 'siyaset yapsınlar' diye inanarak da oy vermiş olabilir ama bunlar siyaset yapma niyetiyle sahneye çıkmamışlar. Bütün varlıklarını PKK'ya adıyorlar. Belediyeler iş makinelerini tonlarca bombanın gömülmesi için tahsis ediyor, PKK'ya kendileri yardım ediyor" diyen Üstün, şöyle devam etti:
"Bir yerde yangın çıkıyor, itfaiyeyi göndermiyor veya hendekler kapatılacak, makine vermiyor. Belediyeler, aksine hendekleri kazmak için bu makineleri oraya gönderiyorlar. Belediyeler siyaset unsuruysa bunlar da PKK'nın aracı haline gelmişler. Türkiye'de HDP üzerinden gitmeye çalışıyorlar ama bölgede yerel yönetimlerde farklı bir partiyle o bölgeyi bölmek için uğraştıkları net. Yani İstanbullu, İzmirli, Ankaralı vatandaşımıza HDP üzerinden gösteri yapmaya çalışıyorlar. Yerel yönetimlerde ise başka bir partiyi hayata geçirerek o bölgeyi farklı bir bölge, farklı bir yapı gibi dünyaya göstermeye çalışıyorlar. Bunlar dahi siyaseti, Türkiye'yi bölmek adına kullandıklarını açık bir şekilde gösteriyor."
"Çözüm Süreci'ni vatandaşımız için yaptık"
Üstün, vatandaşlardan devlete güvenmelerini isteyerek, "Bu hainler, Çözüm Süreci çerçevesinde devleti birkaç yıl oyalamış olabilirler. Bu Çözüm Süreci'ni vatandaşımız için yaptık. Boşa gitmiş bir süreç de değil. Vatandaşlarımız o haklarını sonuna kadar kullanıyor ve kimse de 'Ben şurada ayrımcılık görüyorum, burada hakkım eksik' demiyor" diye konuştu.
Çözüm Süreci'nin, bu yönüyle başarılı olduğunu dile getiren Üstün, sözlerini şöyle tamamladı:
"Ama bu hainler, Çözüm Süreci'nin getirdiği rahatlık ortamından istifade ederek Türkiye'ye karşı tuzaklar kurmuşlar. Vatandaşımız rahat olsun. Türkiye'nin her noktasında, her bölgesinde birinci sınıf vatandaş olarak yaşama hakkı vardır. Bu hakları, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin teminatı altındadır. Can ve mal güvenliğini tehdit eden bu hainleri de o bölgeden söküp atacak güce, iradeye sahiptir."