Vedat Milor su hakkında yazdığı yazısında, Sakarya Nehrinden alınan suyun İstanbulluların içme suyunu kirlettiğini söyledi. İşte o yazıya ait önemli noktalar:
Sağlık için bol su için, günde 1.5-2 litre tüketin lafı doğru olabilir ama iyi su var, kötü su var. Bazı içme sularında ağır metaller bulunuyor. Doğal su kaynakları tükeniyor. Bu konuya kafa yormalıyız yoksa sonun başlangıcına tanıklık ediyor olabiliriz
Bugün Ortadoğu’da olup bitenlerin ve Büyük Ortadoğu projesinin asıl amacının petrol ve kaynakların kontrolü olduğunu biliyoruz ama su kaynaklarının kontrolü petrolden çok daha önemli.
Su savaşları başlar
Biz, siz görmeyiz ama herhalde sonraki 1000 seneye damgasını vuracak su savaşları. Geçenlerde “Hangi suyu nasıl içmeli?” konusunda Habertürk gazetesinde ilginç bir yazı çıktı. Alıntı yapıyorum: “İstanbul’da bir süredir musluklardan akan suyun koktuğuna dair işaretler vardı. İSKİ koku şikayeti gelen bölgelerde yapılan analizlerde suyun kullanılabilirliğine engel bir veriye rastlanılmadığını bildirdi... Çevre Mühendisleri Odası ise Melen Çayı’nda su seviyesinin düşmesi üzerine, İstanbul şebeke suyunun Sakarya Nehri’nden taşındığını, ağır metal ve endüstriyel atıklarla kirlenmiş bir havzaya sahip olan bu nehrin İstanbulluların içme suyunu kirlettiğini ve kokuya neden olduğunu açıkladı.
Gıda Güvenliği Hareketi Başkanı Kemal Özer ise kokuya neden olan ana unsurun klorlama olduğunu söylüyor: "Biyolojik kirliliğe karşılık aşırı derecede klorlama yapılıyor. Özer’e göre aynı zamanda aşırı sıcaklar plastik borularda yosunlaşmaya yol açıyor, su kaynaktan temiz gelse de yolculuğu esnasında bu şekilde kirlenebiliyor.”
Ilık su ile yıkanalım
İşin özeti şu. Barajlarda su kalmadığı için Melen’den su getirildi. Bu da yetersiz kalınca Sakarya’dan takviye yapılıyor. Sakarya suyunda ağır metaller ve kanserojen olduğu söylenen yosunlar var. Bu nedenle klorlama miktarı artırılıyor.Biz banyo yaparken bu zararlı maddeleri deriden emiyoruz. Kanser uzmanı Dr. Erkan Topuz sıcak su ile değil ılık suyla banyo yapın diyor. Anladığım sıcak suyun zararlı maddelerin emilmesini kolaylaştırdığı.
İçtiğiniz suyun içindekileri bilin
Gıda Güvenliği Hareketi kamu yararına bir işe imzasını atmış. Ülkemizde ticari olarak satılan 294 farklı su var. Bunlardan 172 tanesi analiz raporlarını göndermiş. Geri kalanlara da ya ulaşılmamış ya da verileri vermemişler. gidahareketi.org/su/tablo adresine bakıp içtiğiniz suda ağır metalin ne kadar olduğunu kontrol edebilirsiniz. Ben adada bulabildiğimiz tek suyun durumunun pek iç açıcı olmadığını gördüm. Bir zamanlar gerçek ve iyi kaynak suyu idi belki ama şimdi değişmiş olabilir çünkü sanırım en çok dağıtımı olan su.