Yaz aylarının en sevilen meyvelerinden karpuzun önceleri sadece şeker ve sudan ibaret, besin değeri olmayan bir meyve olduğu düşünülürdü. Ancak yapılan çalışmalar karpuzun aslında çok değerli bir meyve olduğunu gösteriyor.
Karpuzun yüzde 92’si su, yüzde 6’sı şekerden oluşur. Karpuz C vitamini, A vitamini ve betakarotenler açısından iyi bir kaynaktır. 150 gram karpuz, günlük C vitamini ihtiyacının yüzde 24.3’ünü, A vitamini gereksiniminin yüzde 11’ini karşılar. Karpuz ayrıca enerji üretimi için gerekli olan B, B1, B6 vitaminleri, magnezyum ve potasyum açısından da zengin bir kaynaktır. Büyük miktarı su olduğu için kalori değeri düşük olan karpuzun, 200 gramında yaklaşık 50 kalori vardır. Bu sebeple kalori başına alınan besin öğesi miktarı fazladır.
Karpuzun kansere karşı koruyucu özelliği var
Karpuz domateste de fazlaca olduğu bilinen ve kansere karşı koruyucu bir antioksidan olan likopen içeriği açısından liderdir. Bu güçlü antioksidanlar vücutta biriken serbest radikallerle savaşarak kanser oluşumuna karşı koruyucu etki gösterirler.
Karpuz zengin A,C vitamini betakaroten ve likopen içeriğiyle kalp hastalığı, kolon, meme kanseri, akciğer, prostat kanseri ve yasa bağlı gelişen görme bozukluklarına karşı koruyucu etki gösterir. Osteoartrit, römotoidartrit ve astım hastalıklarının bazı semptomlarını hafifletirler. Çalışmalar yeşil çay ve likopenden zengin besinlerin, birlikte tüketiminin sinerjik etki yaratarak kansere karşı daha güçlü bir koruma sağladığını gösteriyor.
Karpuz çekirdeği ve apandisit ilişkisi
Karpuz yüksek kan basıncını da düşürmektedir. Tartışılan bir diğer konu ise karpuz çekirdeği yutmanın apandisit problemlerine neden olup olmayacağıdır. Sindirilemeyen karpuz çekirdekleri çok küçük bir ihtimal de olsa apandisitte tıkanmaya yol açabilir. Ancak bu çok ender rastlanabilecek bir durumdur ve endişe edilmemelidir.