Büyükşehir Belediyesi Kültür Sanat Etkinlikleri ‘Kuş Uçar Kervan Geçer’ isimli söyleşi ve imza günüyle devam etti.
Yazar Fatma Hande Topbaş, “Yazmak gizlemektir, merak ettirmektir. Ortaya bir şeyi tamamen sunduğunuzda insanların merakı gider. Görecek başka bir şeyi kalmaz. Bizler bütüne ulaşamadığımızda merak ediyoruz” dedi.
Sakarya Büyükşehir Nisan Kültür Sanat Etkinlikleri ‘Kuş Uçar Kervan Geçer’ isimli söyleşi ve imza günüyle devam etti. İlk olarak Şehit Üsteğmen Selçuk Esedoğlu Anadolu Lisesi’nde daha sonra Faik Baysal Kütüphanesi’nde gerçekleşen programa öğrencilerin ve Sakaryalı sanatseverlerin ilgisi yoğun oldu. Söyleşiye ‘Kuş Uçar Kervan Geçer’ isimli kitabının yazarı Fatma Hande Topbaş konuşmacı olarak katıldı. Topbaş, söyleşilerin ardından anı ve gezi türündeki ‘Kuş Uçar Kervan Geçer’ kitabını imzaladı.
Çocukluğumdaki anılar ortaya çıktı
Yazı yazma serüvenine nasıl başladığına değinen Topbaş, “Biraz hayalperest biriyim. Bazen çocukluğunuzdan kalan bir şey sizleri etkileyip yazdığınız öykülere, hikayelere kaynak olabiliyor. Yazılarımda bunun çok faydasını gördüm. İnsanın çocukluğunda çok sıradan gelen şeyler ileride birikimleri oluyor. Hayata karşı bu birikimleri çok farklı biçimlerde sunabiliyorsun. Yazı hayatımda bana bunu sundu. Ben 30 yaşımdan sonra yazı yazmaya başladım. Ama çocukluğumdaki anıların beni beslediğini ve yazılarımda ortaya çıktığını sonradan gördüm” diye konuştu.
Görülmeye değer yerler bizi bekliyor
Anı ve gezi türündeki ‘Kuş Uçar Kervan Geçer’ kitabını anlatan Topbaş, “Yazmak gizlemektir, merak ettirmektir. Ortaya bir şeyi tamamen sunduğunuzda insanların merakı gider. Görecek başka bir şeyi kalmaz. Bizler bütüne ulaşamadığımızda merak ediyoruz. Bu sebeple kitabımda ülkeleri okurken o ülkelerin sahip olduğu her şeyi bulamayacaksınız. Parça parça verip gezdiğim yerlerin ruhunu bulmayı size bıraktım. Anlattığım hikayelerle, gezdiğim yerleri zihinde kalıcı kılmaya çalıştım. Genç arkadaşlarım, gezmek, keşfetmek her zaman maddiyatla ilgili değildir. İstanbul’da yaşayan pek çok insan belli bir imkana sahip olmasına rağmen Topkapı Sarayı’nı görmemiştir. Gezmeyi sevdikten sonra hepimizin mahallesinin bir köşesinde, bir yakınımızın sokağında ya da babaannemize ziyarete gittiğimiz farklı bir şehirde bile görülmeye değer yerler bizleri bekliyor” ifadelerini kullandı.