Hendek ilçesinde 3 gün önce gezmek için çıktıkları Beşoluk Yaylası'nda karda yakıtları bitince mahsur kalan ve yayla evine sığınan 3 genç, 16 saatlik çalışmanın ardından kurtarıldı. Saatler süren uğraşlar sonucunda yayla evinde uyurlarken bulunan gençler, "Bugün gelecektik. Bu kadar insanı buraya kadar yorduk. Hayatımız burada gayet iyiydi. Zahmet verdik. Kusura bakmayın." dedi.
Sümbüllü köyünde yaşayan amca çocukları Eyüp (20) ve Selman Çakıroğlu (30) ile Aksu köyünde yaşayan Harun Kulaksız (27), 9 Aralık Pazartesi günü gezmek amacıyla traktörle Beşoluk Yaylası'na gitti. Geceyi yakınlarının yayla evinde geçiren 3 genç, yoğun kar yağışı nedeniyle dışarı çıkamadı. Kar kalınlığının 1,5 metreyi bulduğu yayladan köylerine dönmek isteyen gençler, traktörün yakıtı bitince yeniden yayla evine dönerek havanın açmasını bekledi.
Bu arada 3 gün geçmesine rağmen gençlere ulaşamayan aileleri, endişelenerek jandarmadan yardım istedi. Bunun üzerine İl Özel İdaresi, Sivil Savunma Arama Kurtarma, Sakarya Sağlık Müdürlüğü'ne bağlı Ulusal Medikal Kurtarma ekipleri ile jandarma; mahsur kalan gençlere ulaşmak için çalışma başlattı. Çalışmalara Sakarya Dağcılar Kulübü ve Dağcılar Topluluğu üyeleri de destek verdi.
Adapazarı Orman Bölge Müdürlüğü'ne ait bir dozer kar küreme çalışması için bölgeye gönderildi. Dozer, kar ve buzlanma nedeniyle 6 saatlik çalışma sonucunda Aksu köyüne getirilebildi. Dozerin gelmesiyle kurtarma ve sağlık ekipleri akşam saatlerinde gençlerin bulunduğu yaylaya hareket etti. Dozer, yer yer 1,5 metreyi bulan kar nedeniyle güçlükle ilerleyebildi. Zaman zaman kara saplanan kurtarma ekipleri, güçlükle yollarına devam edebildi. Yaklaşık 16 saat süren çalışmalar sonucunda yaylaya ulaşan ekipler, 3 genci evde uyurlarken buldu.
"Planımız sabah yola çıkmaktı, siz erken davranıp geldiniz"
Gençlerden Selman Çakıroğlu, yaylada mahsur kaldıklarını belirterek, "Allah razı olsun. Sağ olun. Bu kadar insanı buraya kadar yorduk. Hayatımız burada gayet iyiydi. Biraz mahsur kaldık. Evet gelemedik. Haber vermek istedik. Haber de veremedik. Biz yatmıştık. Gelen greyderin sesine uyandık. Sevindik ama biraz da üzüldük. Bu kadar insanı telaşa verdiğimiz için. Bu kadar insan kalktı bizim için geldi." diye konuştu.
Harun Kulaksız ise yaşananlar için 'aslında çok basit bir maceraydı' diyerek şunları kaydetti: "Geldiğimizde 30 santim kar vardı. Yattığımızda da 30 santim kar vardı. Sabah kalktığımızda 1,5 metre kar vardı. Biz traktörü zor bela aşağıya kadar getirdik. Mazot bitti. Bir değerlendirme yaptık. 'Dönsek mi varabiliriz? Yoksa imkanların iyileşmesini bekleyip sonra mı çıksak?' diye değerlendirme yaptık. İstişarede dönüp durumların daha iyi olgunlaşmasını beklemek daha ağır bastı. Mantıklı olan da oydu. Geri döndük. Amcamızın evi var, oraya gittik. Orada hazır çorba 10-15 tane vardı. Bulgur, pilav, kemalpaşa gibi yiyecekler vardı. Sıkıntımız yoktu. Isınma noktasında da sıkıntımız yoktu. Hatta biz dönerken rahat yürüyebilmek için ufak tefek araç gereç yapmaya çalıştık. Bir tek bugün kar yağmadı. Bugün güneş vurdu. Kar sindi. 'Bu gece don yapar. Sabah yola çıkarız.' dedik. Planımız sabah yola çıkmaktı, ama siz erken davranıp gelmiş oldunuz. Zahmet verdik. Kusura bakmayın. Hakkınızı helal edin. Sizi burada görmek güzel."
Eyüp Çakıroğlu da yaylaya eğlence için gittiklerini anlatarak, "Kar yağdı. Dönemedik. Dönecektik hesapta bugün. Kar yağınca kalmış olduk. 1 ay kalacak kadar kumanya aldıydık. Bizde ve evde vardı. Sıkıntı olacağını bilseydik... Bir telefon etmek icap ediyordu. Etmedik. Telefon edebilmek için biraz yürümek zorunda kalacaktık. Pek istifimizi bozmadık. Kaldık öylece orada. Geri dönmeyi denedik. Traktörün yakıtı bitince onu bırakıp geri döndük." dedi.
Kayıp gençlerden Selman'ın babası Ömer Çakıroğlu, oğlu, yeğeni ve beraberindeki gencin dönmemeleri üzerine endişeye kapıldıklarını dile getirerek, şöyle konuştu: "Biz 2 gün sonra geleceklerini ümit ederek rahat oturduk. İki gün geçince bunların gelmesi gerekiyordu. 'Niye gelmedi?' diye endişeye düştük. Dün bekledik 'belki gelirler' diye. Gelmeyince 'bunlar mahsur kaldı' dedik. Jandarmaya haber verdik. Allah razı olsun emeği geçenlerden."