Sakarya'da akciğer kanseri hastası Emine Metin, 250 YTL'lik seyyar oksijen cihazı alamadığı için 5 aydır evinden dışarı çıkamıyor.
Evde oksijen tüpü yardımıyla rahat nefes alabilen Emine Metin, hastane dışında evden dışarıya adım atamıyor. Kemoterapi görmek için haftada 3 kez İstanbul'daki hastaneye giderken "Ölüp ölüp diriliyorum" diyen Metin'in en büyük isteği, yolda nefessiz kalmamak. Metin, araç olmadığı zamanlarda İstanbul'a gitmek için evinden 500 metre uzaklıktaki otobüs yazıhanesine bir iki adımda dinlene dinlene ancak 1 saatte gidebiliyor.
İki çocuk annesi Emine Metin (47), hem hastalık hem de maddi zorluklarla savaşıyor. 5 sene önce göğüs kanseri teşhisi konan Metin'in sol göğsü 3. ameliyatta alındı. Ancak hastalık Emine Metin'in peşini bırakmadı. Kanserli hücreler akciğerine sıçradı. 5 ay önce bir ameliyat daha oldu. Ancak bu ameliyattan sonra ciğerleri su toplamaya başladı. Oksijen tüpsüz nefes alamaz hale geldi. İki adım atınca tıkanan Metin, kemoterapi görmek için haftada 3 kez İstanbul Kartal Eğitim ve Araştırma Hastanesi, ciğerinde biriken suyu çektirmek için de bir kez Süreyyapaşa Hastanesi'ne giderken büyük zorluk çekiyor.
8 kilogramlık oksijen tüpü 1 gün gidiyor
Dünyanın en güzel şeyinin rahat nefes almak olduğunu ifade eden Metin, hastalığı için "Allah kimsenin başına vermesin" ifadesini kullanıyor. Eşinin SSK emeklisi olduğunu, 580 YTL maaşı aldığını belirten Metin, "8 kilogramlık oksijen tüpü 1 gün yetiyor. Her gün doldurmak zorunda kalıyoruz. Dolumu 7.5 YTL . Devlet oksijen tüpünü karşılamıyor. Getirip götürmek için de ayrıca yol parası ödüyoruz. Maaşın büyük bir kısmı oksijen tüpü ve faturalara gidiyor. Bu sebeple 250 YTL biriktirip seyyar bir oksijen cihazını 5 aydır alamadık. Biraz dışarı çıkıp gezmek bana büyük moral verecek ama çıkamıyorum. Oksijen desteksiz nefes alamıyorum. Üzüntüden eşim de hasta oldu. Sağ olsunlar kemoterapi için beni haftada 3 kez VİP Turizm ücretsiz götürüp getiriyor. Ama gidip gelirken çok zor nefes almaktan ölüp ölüp diriliyorum" diye konuştu.