32. Ders Sık Yapılan Hatalar - Common Mistakes


Ana dili İngilizce olmayanların sıkça yaptığı hataları öğrenmenin iki türlü yararı oluır. Birincisi bu hataları tekrarlamayız. Ayrıca, bu çalışma sırasında İngilizce hakkında değerli bilgiler ediniriz.


1- Absorbed : (bir konuyla çok ilgilenmek) “at” ile değil, “in” ile kullanılır.

Yanlış (Don't say) : The scientist was absorbed at his work.

Doğru (Say) : The scientist was absorbed in his work. (Alim işine dalmıştı.)


2.Accuse of : suçlamak

Yanlış (Don't say) : Her friends accused her for stealing.

Doğru (Say): Her friends accused her of stealing.

Fakat aynı anlama gelen, “charge” fiili “with” ile kullanılmalıdır.

He was charged with murder. (Cinayetle suçlandı)


3.Accustomed to (alışmak,kanıksamak): not with.

Yanlış (Don't say): I’m accustomed with cold weather.

Doğru (Say) : I’m accustomed to cold weather.(Soğuk havaya alıştım.)


4.Afraid of : korkmak,

Yanlış (Don't say): The woman is afraid from the dog.

Doğru (Say) : The woman is afraid of the dog.(Kadın köpekten korkuyor veya korkar.)


5.Aim at : nişan almak, hedef almak

Yanlış (Don't say) : The hunter aimed on (veya against) the bird.

Doğru(Say) : The hunter aimed at the bird.(Avcı kuşa nişan aldı.)


6.Angry with: kızmak, öfkelenmek

Yanlış (Don't say): The manager was angry against me.

Doğru (Say) : The manager was angry with me.(Yönetici bana kızdı)


7.Anxious about: endişelenmek, meraklanmak

Yanlış(Don't say): His family was anxious for his health.

Doğru (Say): His family was anxious about his health.(Ailesi onun sağlığından endişe duydu.)


8.Arrive at : Varmak, ulaşmak

Yanlış(Don't say) : We arrived to the city at midnight.

Doğru (Say): We arrived at the city at midnight(Şehire gece yarısı vardık.)


9.Ashamed of: utanmak,hicap duymak

Yanlış(Don't say): We’re always ashamed from him.

Doğru (Say) : We’re always ashamed of him (Ondan daima utandık.)


10.Believe in: İnanmak, iman etmek

Yanlış( Don't say) : Everybody believes to him.

Doğru (Say) : Everybody believes in him.(Herkes ona inanır.)

Doğru (Say) : We, muslims, believe in Allah.(Biz müslümanlar Allah’a inanırız(iman ederiz)).

11.Boast of: Böbürlenmek

Yanlış (Don't say): She boasted for her beauty.

Doğru (Say): She boasted of (veya about) her beauty.


12.Careful of : Dikkat etmek, özen göstermek

Yanlış (Don't say) : You are so careful for your health.

Doğru (Say): You are very careful of your health. (Sağlığına çok dikkat ediyorsun)


13. Watch : Aynı anlama gelmek üzere watch prepozisyonsuz kullanılır.

Doğru (say): Watch your steps (words). (Adımlarına (sözlerine) dikkat et.)


14.To travel by train, bus, aeroplane : Seyahat etmek

Yanlış (Don't say): They always travel with train(bus veya aeroplane)

Doğru (Say) : They always travel by train (veya bus, aeroplane.) (Onlar daima trenle (veya otubüsle, uçakla) seyahat ederler.)


15.Complain of : Şikayet etmek

Yanlış (Don't say) : Many people complain for the cold.

Doğru(Say) : Many people complain of the cold. (Bir çok insan soğuktan şikayet eder.


16.Composed of : meydana gelmek,oluşmak

Yanlış (Don't say) : Our team is composed from ten people.

Doğru(Say) : Our team is composed of ten people. (Bizim takım on kişiden meydana geliyor.


17.Confident in : Güven duymak, güvenmek

Yanlış (Don't say): She has great confidence to me.

Doğru (Say) : She has great confidence in me.(Onun bana çok güveni vardır.)

Aynı anlama gelen trust fiili prepozisyonsuz kullanılır.

Doğru : I trust him with all my heart.(Ona bütün kalbimle inanırım.)

18.Conform to: Uymak, itaat etmek

Yanlış (Don't say) : You should all conform with the rules.

Doğru ( Say) : You should all conform to rules. (You should all conform to rules.)


19.Congratulate on : kutlamak, tebrik etmek

Yanlış (Don't say) : I congratulate you for your success.

Doğru (Say) : I congratulate you on (veya upon) your success.


20.Consist of : içermek, ihtiva etmek

Yanlış (Don't say) : A year consists from twelve months.

Doğru (Say) : A year consists of twelve months.(Bir yıl on iki ay içerir.)


21.Covered with : kaplanmak, örtülmek

Yanlış (Don'say) : The mountains are covered by snow.

Doğru (Say) : The mountains are covered by snow. (Dağlar karla kaplı.)


22.Cure of : iyileşmek, düzelmek

Yanlış (Don't say) : The patient was cured from his illness.

Doğru (Say) : The patient was cured of his illness.(Hastanın hastalığı düzeldi.)

Fakat aynı anlama gelen “recover” fiili “from” ile kullanılır.

She has recovered from flu. (Gribi iyileşti.)


23.Depend on or upon: Bir şeye bağlı olmak, dayanmak

Yanlış (Don't say) : It all depends to you

Doğru (Say): It all depends on (or upon) you.(Herşey sana bağlı)


24.Deprive of : Mahrum olmak, yoksun kalmak

Yanlış (Don'say) : They were deprived from their freedom.

Doğru (Say) : They were deprived of their freedom.(Özgürlükten mahrum edildiler.)


25.Die of an illness : Bir hastalıktan ölmek

Yanlış (Don't say) : Thousands of people have died from malaria.

Doğru (Say) : Thousands of people have died of malaria.( Binlerce insan sıtmadan öldü.)


26.Different from : Farklı olmak

Yanlış (Don't say): My book is different from yours.

Doğru (Say) : My book is different than yours.(Benim kitabım seninkinden farklı.)


27.Disappointed in: hayal kırıklığına (hüsrana) uğramak

Yanlış (Don't say) : I was disappointed from his manners.

Doğru (Say) : I was disappointed in his manners. (Onun terbiyesinden dolayı hayal kırıklığına uğradım.)


28.Divide into parts : Parçalara bölmek

Yanlış (Don't say) : I divided the cake in four equal parts.

Doğru (Say) : I divided the cake into four equal parts.( Pastayı dört eşit parçaya böldüm.)

29.Doubt of veya about : Kuşkulanmak, şüphe etmek

Yanlış (Don't say) : I have no doubt for his ability (honesty).

Doğru (Say) : I have no doubt of (or about) his ability (honesty). (Onun yeteneğinden (dürüstlüğünden) hiç kuşkum yok.)

Ama aynı anlama gelen “suspect” prepozisyonsuz kullanılır.

I suspect him. (Ondan kuşkulanıyorum.)


30.Dressed in : Giyinmek, bezenmek

Yanlış (Don't say) : The girl was dressed all with white.

Doğru (Say) : The girl was all dressed in white. ( Kız beyazlar giyinmişti.)


31.Exception to : İstisna olmak

Yanlış (Don't say) : This is an exception of the rule.

Doğru (Say) : This is an exception to the rule.( Bu kuralın istisnasıdır.)


32.Exchange for : Takas etmek, değiş tokuş yapmak

Yanlış (Don't say) : They exchanged food by machinery.

Doğru (Say) : They exchanged food for machinery.( Yiyecek karşılığında makinaları takas ettiler)


33.Fail in : Başarısız olmak, kalmak, çuvallamak

Yanlış (Don't say) : He has failed from mathematics

Doğru(Say) : He has failed in mathematics ( Matematikten kaldı)

He failed to pass the exam. (Sınavı geçemedi.)

34.Full of : Dolu olmak

Yanlış (Don't say) : The jar was full with oil.

Doğru (Say) : The jar was full of oil.( Kavanoz yağ ile doluydu.)

Buna mukabil : The room was filled with smoke. ( Oda dumanla doluydu.)


35.Get rid of : gidermek,yok etmek

Yanlş (Don't say) : I shall get rid from him.

Doğru (Say) : I shall get rid of him. (Onun hakkından geleceğim.)


36.Glad of or about (Memnun, mutlu olmak)

Yanlış (Don’t say): I am happy with the news.

Doğru (Say) : I am glad of ( veya about) the news. (Haberden memnunum.)


37.Good at : Bir konuda iyi olmak

Yanlış (Don't say) : My sister is good in mathematics.

Doğru (Say) : My sister is good at mathematics.(Bacım matematikte iyidir.


38.Guard against : uzak durmak, sakınmak

Yanlış (Don't say) : You must guard from bad habits.

Doğru (Say) : You must guard against bad habits.( Kötü alışkanlıklardan uzak durmalısın.)


39.Guilty of : suçlu olmak

Yanlış (Don't say) : He was found guilty for theft.

Doğru (Say) : He was found guilty of theft. ( Hırsızlıktan suçlu bulundu.)


40.Independent of : Bağımsız olmak

Yanlış (Don't say) : They are independent from their parents.

Doğru (Say) : They are independent of their parents.( Onlar ebeveynlerinden bağımsızlar.)


41.Indifferent to : Kayıtsız olmak

Yanlış (Don't say) : The scientists are indifferent for politics.

Doğru(Say): The scientists are indifferent to politics.(Bilim adamları siyasete kayıtsızlar)

42.Insist on : Israr etmek

Yanlış (Don't say): He never insisted to his opinion.

Doğru (Say) : He never insisted on his opinion.( Fikrinde asla ısrar etmezdi.)


43.Interested in : İlgilenmek

Yanlış (Don't say) : She is not interested at her work.

Doğru (Say) : She is not interested in her work. ( İşine ilgi duymuyor.)


44.Jealous of : skanmak

Yanlış (Don't say) : He is very jealous about his friends.
Doğru(Say): He is very jealous of his friends.( Arkadaşları
nı çok kıskanır.)

45.Leave for a place : Ayrılmak, terketmek

Yanlış (Don't say) : They are leaving to Sakarya soon.

Doğru (Say) : They are leaving for Sakarya soon. (Yakında Sakarya gitmek üzere ayrılacaklar.)


46.Live on

Yanlış (Don't say) : He lives from his salary.

Doğru ( Say) : He lives on his salary. ( Maaşıyla geçiniyor.)


47.Look at : Bakmak

Yanlış (Don't say) : Look to this beautiful picture.

Doğru (Say): Look at this beautiful picture.( Bu güzel resme bakın)

Fakat look to : ummak, beklemek

The manager is looking to high profits for the current year. (Yönetici cari yılda yüksek kar umuyor.)


48.Married to : Evlenmek, evli olmak

Yanlış (Don't say) : She was married with a rich man.

Doğru (Say) : She was married to a rich man.( O zengin bir adamla evlendi.)


49. Pass by : Yanından geçmek

Yanlış (Don't say) : Will you pass from the post-office?

Doğru ( Say): Will you pass by the post-office?( Postaneden geçecek misiniz)


50.Work for : Birisine bağlı olmak

Yanlış (Don’t say): She is working to me.

Doğru (Say): She is working for me. (O bana bağlı olarak çalışıyor.)



51.Play for a team : Bir takımda oynamak

Yanlış (Don't say) : He plays regularly with that team.

Doğru (Say) : He plays regularly for that team.


52.Pleased with : Memnun,hoşnut olmak

Yanlış (Don't say): The teacher is pleased from me.

Doğru (Say) : The teacher is pleased with me.( Öğretmen benden memnun.)


53.Popular with : Popüler olmak, sevilmek

Yanlış (Don't say) : Arda is popular among his friends.

Doğru (Say) : Arda is popular with his friends.( Arda arkadaşları arasında popülerdir.)


54.Prefer to : tercih etmek, yeğlemek

Yanlış (Don't say) : I prefer a blue pen from a red one.

Doğru (Say) : I prefer a blue suit to a red one.( Yeşil elbiseyi kırmızı elbiseye yeğlerim.)


55.Preside at or over : Toplantıya başkanlık etmek

Yanlış (Don't say) : Who presided in the last meeting?

Doğru (Say): Who presided at (veya over) the last meeting? (Son toplantıya kim başkanlık etti?)


56.Proud of : Gurur duymak, iftihar etmek

Yanlış (Don't say) : He is very proud for his husband.

Doğru (Say) : He is very proud of his husband. (Kocasıyla iftihar ediyor


57.Rejoice at or in : sevinmek

Yanlış (Don't say) : We rejoiced for his success.

Doğru (Say) : We rejoiced at(or in) his success.( başarısına sevindik)


58.Related to : İlişkili olmak, akraba olmak

Yanlış (Don't say) : Are you related with him in any way?

Doğru (Say) : Are you related to him in any way? ( Onunla akrabalığın var mı?)

relative : akraba


59.Repent of : Pişman olmak, nedamet duymak

Yanlış(Don't say) : He repented from his wrongdoing.

Doğru (Say) : He repented of his wrongdoing. (Hatasından dolayı pişmanlık duydu)

Rependant : Pişman, nadim


60.Satisfied with Tatmin olmak,memnun olmak

Yanlış (Don't say) :Are you satisfied from my work??

Doğru (Say) : Are you satisfied with my work? ( Çalışmamdan tatmin oluyormusunuz?)


61.Similar to : benzer olmak

Yanlış (Don't say) : Your pen is not similar with mine.

Doğru (Say) : Your pen is not similar to mine. ( Kalemin benimkiyle benzer değil.)


62.Sit at : üstüne oturmak

Yanlış (Don't say) : The teacher usually sits on his desk.

Doğru (Say): The teacher usually sits at his desk.( Öğretmen genellikle sırasına oturur.)


63.Spend on : Harcama yapmak

Yanlış (Don't say) : I spend much time for my drawings

Doğru (Say) : I spend much time on my drawings. (Çizimlerim için çok zaman harcadım.)


64.Succeed in : Başarılı olmak

Yanlış (Don't say) : I hope you will succeed at your work.

Doğru (Say) : I hope you will succeed in your work. (Çalışmanda başarılı olmanı dilerim.)


65.Superior to : Üstün olmak

Yanlış (Don't say) : No nation is superior than the others.

Doğru (Say) : No nation is superior to the others. ( Hiçbir millet diğerlerine üstün değildir.)


66.Sure of,not for.

Yanlış (Don't say) : I’m quite sure for his honesty.

Doğru (Say): I’m quite sure of his honesty. ( Onun dürüstlüğünden çok eminim.)


67.Surprised at : Şaşırmak, afallamak

Yanlış (Don't say) : We were surprised for his failure.

Doğru Say): We were suprised at his failure.( başarısızlığına şaşırdık.)


68.Suspect of : Kuşkulanmak, şüphe etmek

Yanlış (Don't say) : I suspect him for stealing my money.

Doğru (Say) : I suspect him of stealing my money. ( Onun paramı çaldığından kuşkulanıyorum.)


69.Take by : Bir yerinden tutmak

Yanlış (Don't say) : She took her son from the hand.

Doğru (Say) : She took her son by the hand.( Oğlunun elinden tuttu.)


70.Tie to: bağlamak

Yanlış (Don't say) : The man tied the donkey on a tree.

Doğru (Say) : The man tied the donkey to a tree. ( Adam merkebi ağaca bağladı.)


71.Tired of : Bıkmak

Yanlış (Don't say) : The boys are tired from boiled eggs.

Doğru (Say) : The boys are tired of boiled eggs.( Çocuklar haşlanmış yumurtadan bıktı.)


72.Translate into : tercüme etmek

Yanlış (Don't say) : Translate this text to English.

Doğru (Say): Translate this text into English.( Bu metni İngilizceye tercüme et.)


73.Tremble with cold : Soğuktan titremek

Yanlış (Don't say) : The little girl was trembling from cold.

Doğru (Say) : The little girl was trembling with cold.( Küçük kız soğuktan titriyordu.)


74.Warn(a person)of danger: Birisini tehlikeden dolayı uyarmak

Yanlış (Don't say) : The passengers were warned about the danger.

Doğru(Say) : The passengers were warned of the danger (Yolcular tehlikeden dolayı uyarıldı.)


75.Write in English, French, Turkish : İngilizce ( Fransızca Türkçe vs.) yaz.

Yanlış (Don't say) : I write my letters English, French, Turkish.

Doğru (Say) : I write my letters in English. ( Mektuplarımı İngilizce, Fransızca, Türkçe yazarım.)


76.Without: Yapmadan, etmeden

Yanlış (Don't say) : Do your work without to speak.

Doğru (Say) : Do your work without speaking.( İşini konuşmadan yap.)


17 yıl önce
Yorumlar_
[İlk yorum yapan siz olun]
b8c463dc58c2a45ab64fa772bd78839f@