33. Ders: Gerunds & Infinitives: Mastarlar

A- GERUNDS

1 Genel Bilgiler :

Bir fiil kökünün“ing” eki almış biçimidir. “Gerund” isim fiil (verbal noun) demektir. Fiillerin zaman ve şahıs göstermeyen, fakat olumlu ve olumsuz halleri olabilen isim şeklidir. “Gerund” lar, cümlede isim veya zamir olarak kullanılırlar.

Basit olarak eğer cümlede iki tane fiil kullanılıyorsa ikinci fiil ya -ing takısı alır, ya başına "to" gelir ya da yalın haliyle kullanılır. Hangi fiilden sonra fiilin -ing takısıyla geleceğini, veya infinitive (mastar) olarak geleceğini öğrenmek gerekir. İngilizce’yi yabancı dil olarak öğrenen bizler için belli zorluk derecesine sahip bir konudur. Ama, bazı genel kurallar konuyu öğrenmemize yardımcı olur.

2- Genel Kurallar :

a) Her cümlenin sadece bir tane ana fiili vardır.
I can do this easily. ( Bunu kolayca yapabilirim.)
b) Ana fiilden sonra gelen fiil mutlaka fiil-isime (mastara) dönüştürülmelidir.
c) İsime dönüşen fiile mastar denir.

Swim: yüzmek swimming : gerund (mastar)

İngilizce’de mastar iki şekilde yapılır.

- Verb + ing : Gerund : (swimming, dancing, talking, walking, making)

I love dancing. (Dans etmeye bayılırım.)
She doesn’t like talking to strangers. ( Yabancılarla konuşmayı sevmez.)
Walking is good for health. ( Yürümek sağlık için iyidir. )
They don’t like fighting. ( Dövüşmeyi sevmezler.)
We are going joging .( Coking yapmaya gidiyoruz.)
Stop crying. ( Ağlamayı kes.)

3- Bazı Prepositionlardan sonra daima Gerund gelir.

I’m interested in dancing. (Dans etmeye ilgim var)
He told me about leaving the country. (Bana memleketi terk etmekten bahsetti.)
The discussion was on stopping the conflict. (Tartışma çatışmayı önlemekle ilgiliydi.)
He did a lot for getting himself out of that matter. ( O meselenin dışına çıkmak için çok çalıştı.)
We worked without stopping a second. ( Bir saniye durmaksızın çalıştık. )
She played tennis instead of working. ( Çalışmak yerine, tenis oynadı.)
He is fond of singing. ( Şarkı söylemeyi sever.)
I’m tired of warning you. ( Seni ikaz etmekten bıktım.)
He insisted on accusing the suspect. ( O şüpheliyi suçlamakta ısrar etti.)
He succeeded in passing the exams. (Sınavları geçmede başarılı oldu.)

4- Bazı Fiillerden Sonra Gerund Kullanılır.

Bu fiillerin sayısı yaklaşık 40 civarındadır.

Örnekler:

Admit (kabullenmek, itiraf etmek)
Adore ( çok beğenmek, adeta tapmak)
Anticipate (beklemek, ummak)
Appreciate (takdir etmek,)
Avoid (engellemek, mani olmak, kaçınmak)
carry on (bir işi, görevi yürütmek)
consider (nazara almak, düşünmek)
contemplate (niyetinde olmak, tasarlamak)
delay (gecikmek, geciktirmek)
deny (inkar etmek, reddetmek)
describe (tanımlamak, tarif etmek)
detest( nefret etmek, iğrenmek)
dislike (sevmemek, hazetmemek)
enjoy (eğlenmek, zevk, keyif almak)
escape (kaçmak)
feel (hissetmek)
finish (bitirmek, sonlandırmak)
give up (teslim olmak, bir şeyi yapmayı kesmek)
hear (duymak, işitmek)
imagine (hayal etmek, tasarlamak)
include (dahil omak, dahil etmek)
justify (haklı göstermek)
keep (on) (sürdürmek)
listen to (dinlemek)
mention (açıklamak, demek, söylemek)
mind (önem vermek aldırmak, umursamak, umurunda olmak)
miss (özlemek, tren, uçajk vs. taşıt veya bir olayı, fırsatı kaçırmak)
notice (dikkat etmek)
observe (gözlemlemek, müşahade etmek)
perceive (kavramak, idrak etmek)
postpone (ertelemek, tehir etmek)
practice (uygulamak, icra etmek, idman yapmak)
quit (bırakmak, kesmek, istifa etmek)
recall (anımsamak, hatırlamak, feshetmek, gefri çağırmak)
report (rapor etmek, raporlamak)
resent (gücenmek, içerlemek, kızmak)
resume (tekrar başlamak)
risk (riske etmek, tehlikeye atmak)
see (görmek, bir bakmak)
sense (hissetmek)
stop (durdurmak, kesmek)
suggest (önermek, işaret etmek)
tolerate (tahammül etmek, dayanmak)
watch (izlemek, takip etmek, seyretmek)

Örnekler:

We postponed making any decision. (Karar vermeyi erteledik.)
I simply adore reading what you write. (Yazdıklarını okumaya bayılırım.)
I detest going to the cinema. (Sinemaya gitmekten iğrenirim.)
We heard whispering. (Fısıldaşmayı duyduk.)
His doctor advised leaving home for a week. ( Doktoru bir haftalığına evden ayrılmasını öğütledi.)
They denied having offended me. ( Beni rahatsız ettiklerini inkar ettiler. )
He talked me into coming to the party. (Benim partiye gelmemi söyledi.)
They frightened her out of voicing her. ( Onu kendisini ifade etmekten korkuttular.)
P
olice wants to avoid killings. (Polis cinayetleri önlemek istiyor.)
She considers moving away. (O taşınmayı düşünüyor.)
The suspect admitted stealing the money. (Hırsız parayı çaldığını itiraf etti.)
I appreciate your supporting me. ( Beni desteklemenizi takdir ediyorum.)
The children enjoy playing on sand. ( Çocuklar kumda oynamaktan hoşlanırlar.)
Would you mind being more polite. (Biraz daha kibar olabilirmisin?)
He hates getting up early. (O erken kalkmaktan nefret eder.)
You should avoid annoying her. (Onu aşağılamaktan kaçınmalısın.)
The students finished shouting when the teacher came in. (Öğretmen içeriye girince, talebeler bağırmayı kesti.)
America stopped supporting Turkey in her fight against terrorism.(Amerika terörle mücadelesinde Türkiye’yi desteklemeyi durdurdu.)

5- Bazı sıfatlardan (adjectives) sonra gelen gerunds

They are always busy eating and drinking. (Daima yemek içmekle meşguller.)
She is worth doing everything.( Onun için herşeyi yapmaya değer.)

6-Bazı cümleciklerden ( phrases ) sonra :

I can’t help loving my children. ( Çocuklarımı sevmemek elimde değil.)
Would you mind opening the window. ( Zahmet olmazsa pencereyi açar mısınız?)
It’s no good telling him to behave.(Ona terbiyeli olmasını söylemenin yararı yok.)
He is looking forward to dating her. ( Onunla randevulaşmaya can atıyor.)

B- INFINITIVES

1- Genel Bilgiler

Çekimsiz fiilin kullanıldığı üç yapıdan biri de Infinitives’lerdir. Mastar hareketlerinde Infinitives’lerden faydalanılır.

To + fiil kökü : (to swim, to dance, to talk, to walk, to make, )

Örnekler:

I wish to see her. ( Onu görmek isterim)
She wants to marry. ( O evlenmek istiyor. )
We are trying to make it. (Başarılı olmaya çalışıyoruz.)
We love to be together : ( Beraber olamaya bayılırız.)
Try to be polite. ( Kibar olmaya çalış.)

Mastarlar, fiilden sonra gelen isim yerine kullanılırlar ve genellikle cümlenin ana nesnesi olurlar.

I expect a visior. (Bir ziyaretçi bekliyorum.) Nesne isim, isim
I hate to see him. (Onu görmekten nefret ederim.) Nesne, mastar ( infinitive)
They admitted committing the crime. (Suçu işlediklerini kabul ettiler.) Nesne, mastar (gerund)

Dikkat : Tereddüt ederseniz, to + fiil kökü (infinitive) kullanınız
I told her to come. ( Ona gelmesini söyledim.)
He ordered me to help my friends. ( Bana arkadaşlarıma yardım etmemi emretti.)
They tried to save themselves. ( Kendilerini kurtarmaya çalıştılar.)

2- Kendisinden sonra Infinitive alan fiillerin sayısı yaklaşık 10–15 tanedir. Bu formda yüklemden hemen sonra Infinitive geldiği için hem yüklemin hem de Infinitive'in öznesi aynıdır.

Appear- Seem- Look: (Görünmek, ortaya çıkmak)
Can afford: (Mali gücü veya parası yetmek)
Claim: (İddia veya talep etmek )
Consent: (razı olmak, mutabık kalmak),
Decide: (karar vermek)
Demand: (istemek, talep etmek)
Deserve: (Hak etmek, layık olmak)
Happen: (olmak, vukubulmak)
Hesitate: (Tereddüt etmek)
Hope: (Ummak, ümit etmek)
Learn (Öğrenmek)
Know (Bilmek, tanımak)
offer (teklif etmek, önermek, sunmak)
Plan: (Planlamak)
Prepare: (Hazırlamak, hazırlanmak)
Promise: (Vaat etmek, söz vermek )
Pretend: (gibi davranmak)
Refuse: (Red etmek)
Resolve: (Karar vermek)
Seek- Try- Strive: çalışmak, çabalamak, gayret etmek
Tend: (Eğiliminde olmak)
Threaten: (Tehdit etmek)
Undertake: (üstlenmek)
Would love: (bir şeyi severek yapmak)
Condescend: ( tenezzül etmek))

Örnekler:

I hope to go there. (Oraya gitmeyi ümit ediyorum.)
He pretends to be a beggar. (Bir dilenci gibi davranıyor.)
I would love to go to that party. (O partiye gitmeyi çok isterdim.)

Not: Preposition “to” iki amaçla kullanılır. Birincisi, yön ve hareket bildirir.

Örnek :
I am going to school. (Ben okula gidiyorum.)

İkincisi ise mastarı (infinitive) takdim eder.

Örnek:
They want to visit their uncle. ( Dayılarını ziyaret etmek istiyorlar.)

Bazı cümlelerde to her iki amacı birden gereçekleştirir.

She went to England to improve her English. (İngilizcesini ilerletmek için İngiltere’ye gitti.)

Ancak ikinci to preposition olarak görev yapmaz ana fiilin amacını açıklar.

3- Küçük anlam farkıyla gerund veya to infinitive alan fiiller

-begin, continue, start, hate, like, love, prefer

He began to cook. Veya
He began cooking. ( Yemek pişirmeye başladı.)

I prefer to stay inside. Veya
I prefer staying inside. (İçeride kalmayı tercih ederim.)

Let’s continue to try. Veya
Let’s continue trying. ( Denemeye devam edelim.)

I hate to sleep. Veya
I hate sleeping. (Uyumaktan nefret ederim.)

I love to work. veya
I love working. (Çalışmaya bayılırım.)

-Would ile kullanılan; hate, like, love, and prefer fiilleri genellikle to –infinitivi tarafından izlenir.

Örnekler:

I would like to work there. (Orada çalışmak isterdim.)
She would love to be with me. ( Benimle olmaya bayılır(dı)
Would you prefer to have a cold drink. ( Soğuk bir şey içmeyi tercih eder misiniz?)

- Heyecanlı, reaksiyoner ifadelerde:

I hate lying. (Yalan söylemekten nefret ederim.)
I love eating. ( Yemeyi çok severim.)

4- Anlam farklarıyla gerund veya to-infinitive

- dread and hate

Teorik, düşünsel veya varsayımsal bir husustan bahsederken, to-infinitive kullanılır. Ama genel bir hoşlanmama durumu için gerund uygundur.

I dread / hate to think what she is after. (Ne peşinde olduğunu düşünmekten tiksiniyorum.)
I dread / hate seeing him. ( Onu görmekten nefret ederim.)

- forget and remember

Gelecekten bahsederken, to-infinitive kullanılır. Fakat geçmişe bakarken, gerund uygundur.

You forgot to tell me your plan. ( Bana planından bahsetmeyi unuttun.)
You forgot telling me your plans. ( Bana planından bahsettiğini unuttun.)
At last he remembered to go to school. ( Okula gitmeyi sonunda akıl etti.)
He remembered going to school. (Okula gitmiş olduğunu hatırladı.)

- can't bear

I can't bear to see you talk like this. ( Senin böyle konuşmana tahammül edemiyorum.)
She can't bear being mistreated. ( Kötü muamele edilmeye dayanamıyor.)

- go on

He went on to his career in another company. (Kariyerine başka bir şirkette devam etti.)
She went on giggling, not having noticed the teacher enter. (Hocanın girdiğine dikkat etmediğinden dolayı kıkırdamaya devam etti.)

- mean

I didn't mean to scare you off! ( Seni korkutmak istememiştim.)
A new job means leaving old friends behind. ( Yeni bir iş eski arkadaşları geride bırakmak demektir.)

- advise, recommend and forbid

Bu fiiller bir nesne olduğunda to-infinitive ile kullanılır. Aksi takdirde, gerund uygundur.

The director advised us to better organise our work. (Müdür bize işlerimizi daha iyi organize etmemizi öğütledi.)
The director advised our better organising our work.

- regret

We regret to inform you that you have failed your exam. ( Sınavda kaldığınızı üzülerek bildiririz.)
I very much regret saying all this. ( Bütün bunları söylemekten esef duyuyorum.)

- consider, contemplate and recommend

Bu fiillerin to-infinitive ile kullanılabilmesi için ya pasif halde olması veya zamirle kullanılması gerekir.

I consider her to be the prettiest girl. (Onu en güzel kız olarak addediyorum.) veya
She is considered to be the prettiest girl. (O en güzel kız olarak addediliyor.)
I'm considering sleeping over, if you don't mind. ( Kusura bakamazsanız, uyumayı düşünüyorum.)

- Try

Özne, bir gayret, teşebbüs veya mücadele içinde olduğu zaman, to- infinitive ile kullanılır. Özne, bir deneme yapıyorsa, gerund ile kullanılır.

Please try to remember to wake me up. ( Lütfen beni uyanddırmayı hatırla)
I have tried being tough, but to no avail. ( Sert olmaya çalıştım, ama beyhude.)

5- Nesne veya iyeliği izleyen gerundlar

We enjoyed them (veya their) singing. ( Şarkı söylemelerinden keyif aldık.)
We enjoyed their excellent singing. ( Mükemmel şarkı söylemelerinden keyif aldık.)

16 yıl önce
Yorumlar_
[İlk yorum yapan siz olun]
15472288227cb3177dde22c54227df4a@