İstanbul Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Devrim Memiş, dünyada kırmızı listede bulunan ve yok olma tehlikesi içinde olan Mersin balığının, yumurtlama göçlerinin Türkiye'de baraj ve setlerle engellendiğini söyledi. Memiş, yumurtlama dönemlerinde tatlı suya gelen Mersin balıklarının aşırı avlanma, yumurtlama alanlarının kirlenmesi, göç yollarının barajlarla kapatılması sebebiyle yok olma tehlikesi ile karşı karşıya olduğunu kaydetti. Mersin balığının doğal stoğunun tükenmeye başladığını belirten Memiş, Türkiye'de barajlar yapılırken daha çok elektrik üretiminin dikkate alındığını, balık göçlerini sağlayan geçitlerin yapılmadığını anlattı.
Doç. Dr. Memiş, şunları söyledi: "Uygunsuz yapılan barajlar Mersin balıklarının göç yolunu engelliyor. Türlere bağlı olarak Mersin balıkları, yumurtalarını nehir ağızlarından 200-250 kilometre içerilere girerek bırakıyorlar. Denizden nehir içlerine giriyorlar. Mesela; Sakarya'da Geyve boğazından Eskişehir'e kadar nehir boyunca gidiyorlardı. Ancak nehir üzerine yapılan setler yüzünden balıklar ilerleyemedi. Yeşilırmak ve Kızılırmak'ta bu çok belirgin. Yeşilırmak'ta 40 kilometre içeride baraj var. Bundan sonra bir 60 kilometre sonra tekrar bir baraj daha var. Kızılırmak'ta da göç yolunu kesen setler var. Zamanında bu barajlar yapılırken ekonomik değeri olan Mersin balıklarının yumurtlama yataklarına gidebilmeleri için kanallar bırakılmaları gerekiyordu. Yumurtlama için balıklar nehir içlerine gidemeyince zamanla buraları terkettiler. Kirlilik ve aşırı avcılıkta bunun yanında önemli etken oldu."
.
Barajlarda genellikle küçük balıklar için geçiş kanalları bırakıldığını ifade eden Memiş, 80 ve 100 kiloluk anaç Mersin balıkları için daha büyük geçiş yolları yapılması gerektiğini vurguladı. Barajlar yapılırken suda yaşayan canlılarında düşünülmesi gerektiğini dile getiren Memiş, başlangıç aşamasında yapılacak basit uygulamaların balık türlerinin neslini sürdürebilmesi açısından çok önemli olduğunu bildirdi. Memiş, "Mersin balıkları çok büyük balıklar. 80 ila 100 kiloluk anaçlar. Bunlara çok büyük geçiş yolları lazımdı. Küçük balıklar için bazı barajlara geçiş yolları yapıyorlar ve yapmışlardı. Fakat bu yollar Mersin balığına uygun değil. Örneğin; Sakarya Nehrinde düşünülen yeni barajlar zaten yok olan balıklar ve diğer canlıları nasıl etkileyecek? Bunlar düşünülerek planlanması lazım. Başlangıç aşamasında yapılacak çok basit şeyler. Mersin balığı türlerine göre doğada 14 - 15 yaşlarında yumurta veriyor. Büyük balıklar yumurta bırakıyor. Onlarında geçebilmesi için büyük kanallar, yollar lazım. Zamanında bu yollar düşünülmemiş." diye konuştu.
Baraj ve setlerin sadece Mersin balıklarını değil, kendi öz balıkları olan Alabalık türlerinin de yok olmasına etken olduğunu anlatan Memiş, akarsular üzerinde kurulan regülatör ve diğer yapıların balık geçişlerine uygun hale getirilmesinin, havzadaki populasyonların devamlılığı için gerekli olduğunu söyledi. Romanya'da Tuna Nehri'nde Mersin balıklarının geçişi için düzenlemeler yapıldığını ifade eden Memiş, bu tür düzenlemelerin Türkiye'de de acilen yapılması gerektiğini vurguladı.
ALTIN YUMURTLAYAN BALIK 'MERSİN BALIĞI'
6 türünden 3 türü tükenen Mersin balığını çoğaltma çalışmaları başarıyla yürütülüyor. İÜ Su Ürünleri Fakültesi'nin Sapanca'da bulunan İçsu Balıkları Üretimi Araştırma ve Uygulama Birimi'nde, Rusya'dan getirtilen Mersin balığı yumurtaları yapay koşullarda büyütüldü. Bu yolla büyütülen 500 Mersin balığı markalanarak Karadeniz'e çoğalmaları için bırakıldı. Karadeniz ve Hazar Denizi'ndeki Mersin balığından elde edilen havyar kalitesine göre kilosu 10 bin dolara kadar çıkıyor.