Mevsim ve insan ilişkisi-etkileşimi hep merak edilip ilgi çekmiştir. Her bir mevsim bir çok sanatcıya ilham kaynağı olmuştur.Şairler şiirler yazmış, ressamlar mevsimine özgü resimler çizmiş, edebiyatçılar en güzel edebi eserlerini yazmıştır. Örneğin ; “Bir ilkbahar sabahı Güneşle uyandın mı hiç?...” , “Sonbaharda dökülen yapraklar misali , yüreğimden hazan yaprakları kopmaktadır” dizeleri , mevsimle insan duygusu bağlantısından esinlenmektedir...
İnsanoğlu, Evrenin ve doğanın bir parçasıdır.Doğada olan bir çok atom, element insanda da vardır. Yaşadığımız coğrafyamızda hava durumu, toprak dokusu, hayvan türleri, bitki örtüsü; gerek doğallığı gerekse insan eliyle bozulmasıyla insanı etkileyebilmektedir. Doğanın genetik proğramında olağanüstü bir armoni vardır. Evrende “tesadüfe tesadüf edilemez”. İnsan elinin değmediği her yerde muhteşem bir sanat vardır...
Mevsimlerdeki atmosfer ,insanın beyin dalgalarını değiştirip, farklı iklimler götürebilir. Diğer yandan, kişinin içinde bulunduğu ruhsal atmosferde mevsimi algılamada değişiklik yaratabilir. Çoğunlukla, ilkbahar da doğanın canlanması, bir çoğumuzda kıpırtıya, canlılığa sebep olur.
Metabolizmamız,d eğişmeye,hızlanmaya başlar.Her ilkbahar yaşam için yeni bir başlangıçtır adeta... O yıl için yapılacak işlerin planları yapılır. Bütün kış adeta uyuyormuş da uyanmış gibi bir moda geçeriz...Bir çok aşklar ilkbahar başlar.
Dünyamızın doğal unsurları; gökyüzü mavi-beyaz; yer yüzü yeşil-mavidir. İnsana dinginlik, huzur veren bu renk dokusudur. İlkbaharda bunu bütün çıplaklığıyla görürüz. Çiceklerin açması da senfonik bir görüntü oluşturur.
Fakat , genetik olarak metabolizması doğaya ters çalışan bazılarında ilkbahar çöküş mevsimidir. Diğerlerinin aksine bu insanlar kendilerini yorgun, bitkin ve çökkün hissederler.Hiçbir şeyden zevk alamazlar. Evlerinin perdelerinden güneşin içeriye girmesine mani olurlar. Yatağa girip uyumak isterler ve yaparlar... Diğer insanların canlılığı, neşesi onlara batmaya başlar.Asabi, alıngan, kırılgan olurlar. Bu insanlar “Mevsimsel Depresyon” yaşarlar.
Bazıları bunu sonbaharda da yaşar. Kimisi sırf bir mevsimde yaşar...
Yazın ise sıcak etkisiyle ,sıvı ve mineral kayıpları fazladır.Biraz uyuşukluk olabilir. Daha çok tatil frekansına geçeriz. Bir çok işimizi ona göre planlarız. Yılın yorgunluğunu atmak için heyecanlanırız.
Sonbaharda sararan ve dökülen yapraklar ruhumuzda hüzün oluşturur. Doğanın canlılığını kaybetmesi insanı eleme sev keder.Adeta kendi yaşlanmamızı ve ölümümüzü yaşarız. Bu duygu ve düşünceleri çağrıştırır...
Depresif bir hallet -i ruhiye ye geçebiliriz.İlişkilerimizde kopukluklar, kopuşlar yaşayabiliriz.
Genetik olarak depresyona yatkın olanlarda ilkbaharda olduğu gibi , tam bir depresyon ortaya çıkar...
Kışın ise, havanın sürekli kapalı ve kasvetli olması söz konusudur. Bu havalar morali bozabilir. Aşırı uykuya sebep olabilir. Oramız- buramız ağrıyabilir. Tahammülsüzlük ,sinirlilik ortaya çıkabilir.
Çünkü, güneş ışınları gözlerimizden beynimizin ilgili merkezlerine gidip ,metabolizmayı canlandıracak hormonlar salgılatır. Özellikle mutlu olmamızı sağlayan “serotonin” in salgısı ışıkla artmaktadır. Kuzey Avrupa ülkelerinde depresyon çok yaygın bir sorun. Buna bağlı alkol ve uyuşturu kullanımıda çok yüksek... Psikiyatri kliniklerinde Güneş ışınlarını taklit eden işık kaynaklarıyla depresyon tedavisi yapılmaktadır... Bu cihazlar çalışma ofislerinde, evlerde de kullanılmaktadır...
Genetik olarak “doğaya ters kimyamız” varsa mutlaka psikiyatrik yardım almamız gerekir...
Bunun dışında her mevsime göre kendimizi, psikolojik ve fiziksel olarak hazırlamamız gerekir...
Fiziğimizde yapacağımız bazı değişiklikler, imaj değişiklikleri; alışkanlıklarımızda değişiklikler ya da yeni ilaveler bizi motive eder...
Aşağıdaki “on altın kuralı” uygularsak her mevsime daha kolay adapte oluruz.
ON ALTIN KURAL:
1- Pozitif düşünce ve kararlılık.
2- Doğanın kanunlarına ve genel haline uyum gösterme,doğanın önemli bir parçası bilinciyle hareket etmek.
3- Dengeli,düzenli beslenme yanı sıra;biyolojik saatin bahar ve sonbahar bakımını gerçekleştirecek yiyecek içeceklere dikkat etmek.
4- Düzenli egzersiz,hareketlilik.Her yıl mutlaka tatile çıkmak. Üç ayda bir hafta sonu kaçamakları yapmak.
5- Bahar gelmeden önce baharla ilgili önemli planlar yapmak,hedefler koymak bu amaçla arkadaş grupları oluşturmak.
6- Tembel,miskin,bezgin,mutsuz ve bağımlılık davranışları olan arkadaşlardan uzak durmak.
7- Mizahla ilgilenmek,mutlaka gülebilmek,gülemiyorsak onu öğrenmek.
8- Aile değerlerini önemsemek ve iyi bir aile ortamı oluşturmak.
9- Hangi işte olursa olsun işini önemseme;işin hakkını vermek. Ama “işkolik” olmamak...
10- Temel insani değerlere sahip olma,kişilikli,nitelikli insan olmak. ”Arayan değil, aranılan insan olmak”