İflas eden Karasu Gündoğdu Tersanesi’nden 1,6 milyon TL alacağı bulunan 94 işçiye tasfiyeden düşen para 180 bin TL. Tersane Güvenlik Amiri Koray Çakan ‘İcra satışında usulsüzlük yapıldı.Tasfiye sorumlusu İcra Müdür Yardımcısı, Karasu’ya gelmeden önce çalıştığı Erzurum'dan bir kişiyi yediemin olarak görevlendirdi’ diyor.
Beş yıl süreyle Karasu Gündoğdu Tersanesi’nde güvenlik amiri olarak çalışan Koray Çakan, mahkemenin iflas kararı sonrasında satılan tersanenin tasfiyesi sırasında yaşananları Karasu Haber’den Ertuğrul İmamoğlu’na anlattı.
İcra yoluyla satış sırasında iflas masasında toplanan paradan 94 alacaklı işçiye sadece 180 bin TL kaldığını anlatan Koray Çakan “Yediemine 650 bin TL ödendiğini duyduk. İşçi ise alacağının sadece yüzde 11,9’u ile yetinmek zorunda bırakıldı; ortada çok büyük bir soygun ve haksızlık var” dedi.
Banka kredileri
Tersanenin üretime başlama-sından itibaren yaşanan geliş-meleri anlatan Koray Çakan şunları söyledi:
“İmzalanan projeler vardı. Bunlar kriz nedeniyle geri dönmeye başladı. Devlet desteği almışlardı, bunun dışında daha projeler başlamadan çok ciddi rakamlar çekilmiş bankalardan. Tersanedeki malzemeler bankalara ait leasingliydi. Leasin-g’in iyi yanı parası taksit taksit ödeniyor, ama bir ay ödenmeyince ödenen bütün para yanıyor. Zaten mal bankanın olduğu için malda hak talep edilemiyor. Bunlar ben işe girdikten sonra kimseye doğru düzgün para ödemediler.”
‘Gemi gitti felaket başladı’
“İlk gemi buradan giderken Yıldız Holding’in CEO’su Elif Ertan buraya geldi. Bütün taşeronlara sordu, alacağınız var mı diye. Var deselerdi gemi buradan çıkamayacaktı. Taşeron firmalar bunlara güvenerek alacağımız yok dedi. Alacağımız yok denince gemi buradan gitti. Ondan sonra felâketler başladı, sıkıntılar hepten ayyuka çıktı. İşler iptal olunca leasing mallarda ödenme olmayınca yavaş yavaş malları geri çektiler. Artık kolu kanadı kırıldı. İcralı yere kimse iş yaptırmadı. Yeri satmaya çalıştılar. Ama değerinin çok üstünde paralar istediler. Kimse de yanaşmadı haliyle. Ellerinde kaldı. Hiç bir şeye para vermedikleri için rahatlardı. Devlet destek vermiş, bankalardan leasingli almışsın çalışanlara zaten para vermiyorsun… Bu şekilde süreç tamamlandı.”
Erzurum’dan yediemin
“Tasfiye edilirken de çok hatalar var. Biz güvenlik olarak son ana kadar direndik, burayı bırakmadık. Bu süreçte Karasu’ya bir İcra Müdür Yardımcısı geldi. Güvenlikçilere ‘tersaneden asla para alamazsınız, alamayacaksınız, boşuna bekliyorsunuz’ deyince güven kırıldı. İcraya devredildikten sonrada icraya çalıştık oradan da paramızı alamadık. Kasada para olmadığı için. Bize nasıl teslim edildiyse hiç bir şey eksik olmadan teslim ettik. Burası kamu malı, burada tüyü bitmemiş yetimin hakkı var diye baktık. Biz sahip çıktık ama daha sonraki süreç kanunen uygun olsa da etik olmadı. Buraya gelen İcra Müdür Yardımcısı daha önceden çalıştığı yerden, Erzurum’dan buraya yediemin getirtti. Bu kadar yer varken müdür yardımcısının eski çalıştığı yerden gelmesi bize çok şaibeli göründü. Sorduğumuzda ise her şey yasal denildi. Daha sonra tersanede ne satılsa yediemin almaya başladı. Mutfak eşyası satılıyor, hurda satılıyor yediemin alıyor. Biz tersaneyi teslim ederken bilirkişi geldi baktı, dedi ki 50-60 bin liralık hurda var. Karasu icra bunu satışa çıkarıyor, tabi hiçbir hurdacının haberi olmadan yediemin alıyor. Aldığı rakam ne, bilirkişinin verdiği fiyat ne? Daha sonra yediemin suya sabuna dokunmadan tersanenin içindeki malı hurdacıya 160 bin liraya satıyor.”
İşine geldiği gibi
“Düzgün satılsaydı bu para kasaya girerdi. Bu parayla işçinin hakkı ödenirdi. İstanbul İcra talimat vererek buranın komple satışını istedi. Karasu İcra dedi ki, ‘ben burayı komple satamam’ işine geldiği gibi parça parça sattı. Sonra işi tekrardan İstanbul İcra’ya verdi. Onlarda komik bir rakama sattı. Bu tersanenin hurdasının hurdası 1 milyon eder. Burası 650 bin liraya satıldı. Daha sonra tersane sahibi Zekariya Gündoğdu itiraz etti satışa. pazartesi itiraz etti salı günü geri çekti. Bu da şaibeli. İflas masasındaki listede çok ilginç isimler var. Gündoğdu ailesinden isimler var listede ve ciddi alacakları var. Karasu için, ülkemiz için yapılan yatırım ama en çok bize zarar verdi.”
‘Karasu Haber giremez’
“Burada işe girdiğimde çok iyi hatırlıyorum bana talimat verdiler, ‘her gazeteci buraya girebilir sadece Karasu Haber Gazetesi’nin sahibi Cihan Ersöz Hoca giremez’ diye. Altı ay sonra talimat veren adam kendi giremedi tersaneye. 95 kişi var iflas masasındaki listede. Bunun dışında listede olmayan 45-50 kişi daha var benim bildiğim. Şimdiye kadar bir tek sigorta fonu ödeme yaptı. Satılan malzemeden hiç para almadık. Bu iş haksızlıkla başladı haksızlıkla bitti.”
‘Allah razı olsun’
“Herkesle görüşme halindeyim. İstanbul İcradaki müdürlerle, çalışanlarla, taşeron firmalarıyla. Onlar da beni arıyorlar bir şey olduğu zaman. Her konuda yardımcı olmaya çalışıyorum. Beni yolda görenler artık bana soruyorlar ‘paramız ne oldu’ diye. Dosya kapanmadı hala ama burada batan firmanın malları borcu karşılamıyor. Umudumuzu hiçbir zaman yitirmiyoruz tabi ama artık kimsenin parasının tamamını alma şansı yok. Buradan hiç kimse, bırak parasının yüzde 100'ünü, yüzde 20’sini bile alamaz. Yıllarca çalışıyorsun, bekliyorsun, paranın, emeğinin küçük bir kısmını aldığın için sevinecek duruma geliyorsun. İstanbul icra-iflastan Allah razı olsun. Karasu İcra burada çalıştı, biz İstanbul icradan Allah razı olsun diyoruz. Buraya uzak oldukları için işin matematiğini düzgün yaptılar. Alacaklarımızın yüzde 10'luk bir kısmı ödenecekmiş.”
‘İflas kaçınılmazdı’
Koray Çakan iflası neden kaçınılmaz gördüğünü şöyle anlattı:
“Karasu’da tersanecilik için bir altyapı yok. İşin gerçeği adama zorla iş yaptırdılar diyebiliriz. Her şeyde ekstra harcama yapıldı. Uygun koy yok, malzeme yok, kalifiye işçi yok. Karasulu burada çalışacak deniliyordu. Kendim şahidim ki, Karasulu çalışmıyor. İşsizi masa başı iş istiyor. Başvuru CV’lerini ben alıyordum. Karasu’dan 100 kişi işe girmişse 80’i işi bırakıp gitmiştir. Dolayısıyla işçiler Tuzla’dan taşındı sabah akşam otobüslerle. Yan sanayi desen yok. Gereken malzeme İstanbul’dan getiriliyor. Bire yaptıracağın iş üçe mal oluyor. Bence bu tersaneyi burada kurmanın hiçbir mantığı yok! Bu olumsuzluklara karşı Gündoğdu buraya neden geldi diye sorulabilir. Çünkü 11 tane gemi yapımı için anlaşma yapmış. Ama tüm dünyayı etkileyen kriz onu teğet geçmedi. Sonuç da bu oldu.”
‘Sıkıntıyı görmüştük’
“Biz orda özel güvenlik olarak 17 kişi başladık bir de ben vardım. Sıkıntıyı görerek çalıştı arkadaşlarımız. Sadece güvenlikçiler olarak demiyorum bugün burası tasfiye edildi, hiç kimsenin parasını alma şansı yok. Benim 35-40 bin alacağım var başkasının 50 bin, ama insanlar 5 bin aldığına seviniyor; bizi bu noktaya getirdiler. Buradaki bütün işçilerin sadece paralarını vermeleri yetmez. Zekeriya Gündoğdu’nun herkesten helâllik istemesi lazım. En başta da güvenlikten. Biz onun namusunu ve şerefini koruduk. Bizde başkaları gibi yapa bilirdik bütün malları satar alacaklarımızı öderdik. Ama yapmadık bizde Allah korkusu var. Buradaki herkesin alın teri çalındı herkesten tek tek helallik alınması lazım.
Karasuhaber