Sessiz Gemi'yi Unutmak Mümkün mü?

Sakarya İl Özel İdaresi Kütüphanesi'ndeki kültür sohbetlerinin sonuncusunda Sakarya Üniversitesi Felsefe Bölümü öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Sait Başer, “Öncü Düşünür Yahya Kemal” başlığı altında Yahya Kemal'i anlattı.

Yrd. Doç. Dr. Sait Başer, Kültür Bakanlığı tarafından 2008 yılının Yahya Kemal yılı olarak ilan edilmesinden duyduğu memnuniyeti dile getirerek, memleketin dört bir yanında düzenlenen faaliyetlerin sadece büyük şair ve düşünür Yahya Kemal'in değil, aynı zamanda bir dönemin yeni nesillere doğru anlatılması için bir fırsat olduğunu söyledi.

Başer, “Yahya Kemal, Cumhuriyet döneminin potansiyel itibariyle dil, edebiyat, tarih, siyaset gibi ana konular yanında mimari, musiki gibi İstanbul gibi kültürümüzde önemli bazı figürler hakkında önemli fark ediş ve buluşlarıyla öncü rolü üstlenmiş, son derece orijinal ve mükemmeliyetçi bir fikir ve sanat adamıdır. Yahya Kemal, Paris yıllarında Jön Türk grubunun batı karşısındaki aşağılık kompleksi virüsü taşımalarına mukabil tam bir milli terkip inşa ederek ülkesine dönmüştür”
dedi.

 

Yahya Kemal'in şiirinin şahsi şiir olmadığını, O'nun şiirlerinin ilham geldi yazdım şeklinde değerlendirilemeyeceğini anlatan Sait Başer, “Şiir yönüyle bakılacak olursa Yahya Kemal, çok ilginç bir terkip yakalamıştır. Ne öncesinde vardır ne de kendisinden sonra O'nun şiirini yakalayacak bir şair çıkmıştır. Beşir Ayvazoğlu'nun böyle bir yazısını hatırlıyorum. Ayvazoğlu, Yahya Kemal ile yarışmak lazım saf şiir yazmak istiyorsan der. Bunu göze almak her babayiğidin harcı değil der. Onun için şiir yazmayı bıraktım der Beşir bey. Yahya Kemal özel bir şiir sentezi yakalamıştır. Yahya Kemal'in şiiri saf şiirdir. Yahya Kemal'in şiirleri öyle ilham geldi oturdum yazdım türünden şiirler değildir. Yahya Kemal bazen eline aldığı bir şiiri 40 senede tamamlamaz. 10 yılda, 15 yılda, 20 yılda yazmıştır şiirlerinin büyük bir kısmını. Üzerinde derin düşünceler sarf edilmiş, bütün ilişkileri gözden geçirilmiş, söylemek istediğini en iyi şekilde ifade edecek kelimeler aranarak terkip edilmiş şiirlerdir Yahya Kemal'in anlayışında şiir şahsi duygulara alet edilemez. Mesela Fuzuli'nin şiir anlayışına hayrandır Yahya Kemal. Fuzuli'nin şiiri kökleri ile irtibatlıdır. Klasiklerin birçoğunu ezbere bilir. Fuzuli de şiir yazmak bir ilimdir hatta bütün ilimlerin toplamıdır der. Fuzuli'ye göre devrin bütün ilimlerini bilmeyen adam şiir yazmamalıdır” şeklinde konuştu.

Yahya Kemal'in sadece bir şair olmadığını, şair hassasiyetini taşıyan bir düşünür olduğunu dile getiren Sait Başer,Yahya Kemal olmasaydı Cumhuriyet tarihimiz nasıl seyrederdi? diye sormalıyız. Bugün -Yahya Kemal Türkçesi- diye bir ideal Türkçe'den söz edebiliriz. Yahya Kemal şiiri geçmişle gelecek arasında ideal bir köprü olması kadar aynı zamanda modern şiirimizin mektebidir. Benzer bir formasyonu Yahya Kemal'in Türk tarihi anlayışında da buluruz. O ne ütopik Turancı, ne hayalperest ümmetçi, ne de imparatorluğu ihya itmeye çalışan ayağı yere basmaz bir Osmanlıcıdır. Hem batılıdır hem yerlidir. Batı onun için milli değerlerimizi yeniden inşa etme konusunda ancak bir mektep olarak anlamlıdır.
Eğer Yahya Kemal olmasaydı Cumhuriyet tarihimiz nasıl seyrederdi diye sorabiliriz. Cumhuriyet kültürünü inşa eden pek çok isim bu gözle yeniden değerlendirilebilir. Birkaç örnek söylersek Yahya Kemal olmasaydı Halide Edip, Yakup Kadri, Hamdullah Suphi gibi bir çok isim başka bir kimlikle karşımıza çıkabilirdi. Belki bir Münir Nurettin'i tanımayacaktık. Bir Tanpınar ve Banarlı olmayacaktı. Mehmet Kaplan ekolünden söz edilemeyecekti. Ekrem Hakkı Ayverdi'nin Osmanlı mimarisi üzerine yaptığı devasa çalışma kütüphanelerimizi süslemeyecekti. Hatta onun öğrencileri olan Nazım Hikmet ve Necip Fazıl belki de Türk sanatına hiç doğmayacaktı. Onun için Yahya Kemal modern Türk aydınına bir prototiptir. Bir öncü aydın, öncü düşünürdür
dedi.
<font face="verdana,geneva" size="2">Yahya Kemal'in şiirinin şahsi şiir olmadığını, O'nun şiirlerinin ilham geldi yazdım şeklinde değerlendirilemeyeceğini anlatan <strong>Sait Başer</strong>, &ldquo;Şiir y&ouml;n&uuml;yle bakılacak olursa Yahya Kemal, &ccedil;ok ilgin&ccedil; bir terkip yakalamıştır. Ne &ouml;ncesinde vardır ne de kendisinden sonra O'nun şiirini yakalayacak bir şair &ccedil;ıkmıştır.<font color="#993300"> Beşir Ayvazoğlu'nun b&ouml;yle bir yazısını hatırlıyorum.</font> <strong><font color="#993300">Ayvazoğlu</font></strong>,<strong> Yahya Kemal ile yarışmak lazım saf şiir yazmak istiyorsan</strong><font color="#993300"> der</font>. Bunu g&ouml;ze almak<strong> her babayiğidin harcı değil</strong> der. Onun i&ccedil;in şiir yazmayı bıraktım der Beşir bey. Yahya Kemal &ouml;zel bir şiir sentezi yakalamıştır. Yahya Kemal'in şiiri saf şiirdir. Yahya Kemal'in şiirleri &ouml;yle ilham geldi oturdum yazdım t&uuml;r&uuml;nden şiirler değildir. Yahya Kemal bazen eline aldığı bir şiiri 40 senede tamamlamaz. 10 yılda, 15 yılda, 20 yılda yazmıştır şiirlerinin b&uuml;y&uuml;k bir kısmını. &Uuml;zerinde derin d&uuml;ş&uuml;nceler sarf edilmiş, b&uuml;t&uuml;n ilişkileri g&ouml;zden ge&ccedil;irilmiş, s&ouml;ylemek istediğini en iyi şekilde ifade edecek kelimeler aranarak terkip edilmiş şiirlerdir Yahya Kemal'in anlayışında şiir şahsi duygulara alet edilemez. Mesela <font color="#993300">Fuzuli'nin şiir anlayışına hayrandır Yahya Kemal.</font> Fuzuli'nin şiiri k&ouml;kleri ile irtibatlıdır. Klasiklerin bir&ccedil;oğunu ezbere bilir. Fuzuli de şiir yazmak bir ilimdir hatta b&uuml;t&uuml;n ilimlerin toplamıdır der. Fuzuli'ye g&ouml;re devrin b&uuml;t&uuml;n ilimlerini bilmeyen adam şiir yazmamalıdır&rdquo; </font><font size="2"><font face="verdana,geneva"><strong>şeklinde konuştu.<br /></strong><br />Yahya Kemal'in sadece bir şair olmadığını, şair hassasiyetini taşıyan bir d&uuml;ş&uuml;n&uuml;r olduğunu dile getiren <strong>Sait Başer,</strong> &ldquo;<font color="#993300">Yahya Kemal olmasaydı Cumhuriyet tarihimiz nasıl seyrederdi? diye sormalıyız.</font> Bug&uuml;n -<font color="#993300"><strong>Yahya Kemal T&uuml;rk&ccedil;esi</strong></font>- diye bir ideal T&uuml;rk&ccedil;e'den s&ouml;z edebiliriz. Yahya Kemal şiiri ge&ccedil;mişle gelecek arasında ideal bir k&ouml;pr&uuml; olması kadar aynı zamanda modern şiirimizin mektebidir. Benzer bir formasyonu Yahya Kemal'in T&uuml;rk tarihi anlayışında da buluruz.<strong> O ne &uuml;topik Turancı, ne hayalperest &uuml;mmet&ccedil;i, ne de imparatorluğu ihya itmeye &ccedil;alışan ayağı yere basmaz bir Osmanlıcıdır</strong>. Hem batılıdır hem yerlidir. Batı onun i&ccedil;in milli değerlerimizi yeniden inşa etme konusunda ancak bir mektep olarak anlamlıdır.<br /><font color="#993300">Eğer Yahya Kemal olmasaydı <strong>Cumhuriyet tarihimiz</strong> nasıl seyrederdi diye sorabiliriz.</font> Cumhuriyet k&uuml;lt&uuml;r&uuml;n&uuml; inşa eden pek &ccedil;ok isim bu g&ouml;zle yeniden değerlendirilebilir. Birka&ccedil; &ouml;rnek s&ouml;ylersek <strong>Yahya Kemal olmasaydı</strong> <font color="#993300">Halide Edip, Yakup Kadri, Hamdullah Suphi gibi bir &ccedil;ok isim başka bir kimlikle karşımıza &ccedil;ıkabilirdi</font>. Belki bir <font color="#993300"><strong>M&uuml;nir Nurettin</strong></font>'i tanımayacaktık. Bir Tanpınar ve Banarlı olmayacaktı. Mehmet Kaplan ekol&uuml;nden s&ouml;z edilemeyecekti. Ekrem Hakkı Ayverdi'nin Osmanlı mimarisi &uuml;zerine yaptığı devasa &ccedil;alışma k&uuml;t&uuml;phanelerimizi s&uuml;slemeyecekti. Hatta onun &ouml;ğrencileri olan<strong> Nazım Hikmet</strong> ve <strong>Necip Fazıl</strong> belki de <strong>T&uuml;rk sanatına hi&ccedil; doğmayacaktı</strong>. Onun i&ccedil;in Yahya Kemal modern T&uuml;rk aydınına bir prototiptir. <font color="#993300">Bir &ouml;nc&uuml; aydın, &ouml;nc&uuml; d&uuml;ş&uuml;n&uuml;rd&uuml;r</font>&rdquo; </font></font><strong><font face="verdana,geneva" size="2">dedi.</font></strong>
Sessiz Gemi

Artık demir almak günü gelmişse zamandan,
Meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan.

Hiç yolcusu yokmuş gibi sessizce alır yol;
Sallanmaz o kalkışta ne mendil ne de bir kol.

Rıhtımda kalanlar bu seyahatten elemli,
Günlerce siyah ufka bakar gözleri nemli.

Biçare gönüller! Ne giden son gemidir bu!
Hicranlı hayatın ne de son matemidir bu!

Dünyada sevilmiş ve seven nafile bekler;
Bilmez ki giden sevgililer dönmeyecekler.

Bir çok gidenin her biri memnun ki yerinden,
Bir çok seneler geçti; dönen yok seferinden.

<strong><font face="verdana,geneva" size="2">Sessiz Gemi </font></strong><p><font face="verdana,geneva" size="2">Artık demir almak g&uuml;n&uuml; gelmişse zamandan, <br />Me&ccedil;hule giden bir gemi kalkar bu limandan. </font></p><p><font face="verdana,geneva" size="2">Hi&ccedil; yolcusu yokmuş gibi sessizce alır yol; <br />Sallanmaz o kalkışta ne mendil ne de bir kol. </font></p><p><font face="verdana,geneva" size="2">Rıhtımda kalanlar bu seyahatten elemli, <br />G&uuml;nlerce siyah ufka bakar g&ouml;zleri nemli. </font></p><p><font face="verdana,geneva" size="2">Bi&ccedil;are g&ouml;n&uuml;ller! Ne giden son gemidir bu! <br />Hicranlı hayatın ne de son matemidir bu! </font></p><p><font face="verdana,geneva" size="2">D&uuml;nyada sevilmiş ve seven nafile bekler; <br />Bilmez ki giden sevgililer d&ouml;nmeyecekler. </font></p><p><font face="verdana,geneva" size="2">Bir &ccedil;ok gidenin her biri memnun ki yerinden, <br />Bir &ccedil;ok seneler ge&ccedil;ti; d&ouml;nen yok seferinden.<br /></font></p>
16 yıl önce
Varış limanında gemi güvertesinde teslim
Yorumlar
[İlk yorum yapan siz olun]
9a7bd5e7e8c1fc46c224cdecc1bb883d@