Satın alma ve bağış yöntemi ile vatandaşlardan toplanan el yazmaları kütüphanelerdeki yerlerini alacak.
Kültür mirasımızın önemli unsurlarından el yazması eserler, vatandaşlardan satın alma ve bağış yöntemiyle toplanarak kütüphanelerde sergileniyor. Kütüphaneler, son 4 yılda yaklaşık bin el yazması eseri satın alıp bünyesine katarken, yaklaşık 10 bin civarında eser de vatandaşlar tarafından bağışlandı. İçeriğinde; tarih, din, dil, felsefe, coğrafya, astroloji, fen bilimleri gibi çeşitli konuları barındıran, yazıldığı dönem ve yere ait temel bilgileri içeren bu belgeler, geleceğe ışık tutuyor.
El yazması eserler, Kültür ve Turizm Bakanlığı'na bağlı kütüphaneler ve müzeler başta olmak üzere, üniversitelerde, çeşitli kurumlarda sergileniyor. Eserlerin çoğu Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde kaleme alınmış. Türkiye'de el yazması eserleri Ankara'da Milli Kütüphane Başkanlığı, İstanbul'da Süleymaniye Kütüphanesi Müdürlüğü ve Konya Bölge Yazma Eserler Kütüphanesi Müdürlüğü satın alıyor. Kütüphane müdürlüklerine ulaştırılan eserler önce uzmanlarca incelenerek, fiyat belirleniyor. Eser sahibi isterse kitabı belirtilen fiyata kütüphanelere satıyor. Satın alınan ya da hibe edilen yüzlerce eserin içinde tarihe ışık tutmuş önemli isimlerin kitapları da yer alıyor. Örneğin, geçtiğimiz yıl önemli bir yazarın 'savaş hatıraları' isimli eseri bin 500 YTL'ye, Ahmet Yesevi Divanı'nı ele alan başka bir eser ise bin YTL'ye satın alındı. Ayrıca, bağışlanan eserler bağışçının adıyla muhafaza ediliyor. Bugüne kadar binlerce el yazması eser bağış yöntemi ile kütüphanelere kazandırıldı.
Konya Bölge Yazma Eserler Kütüphanesi Müdürü Bekir Şahin, kütüphanelerinin kurulduğu günden bu yana el yazması eser satın aldığını belirtiyor. Vatandaşların her geçen yıl kütüphaneye daha fazla eser getirdiğini söyleyen Şahin, vatandaşların elinde bulunan eserlerin çoğunun tavan aralarında tozlar içinde durduğunu vurguluyor. Daha önce çöpte, hurda yığınlarının arasında buldukları el yazması eserler olduğunu hatırlatan Şahin, "Vatandaş değerini bilmediği el yazmalarını ya çöpe atıyor ya da ayakaltında durmasın diye tavan arasına bırakıyor. Bu eserlerden bazıları tarihe ışık tutabilecek belge niteliği taşıyor. El yazması eserleri vatandaşlar kişiselleştirmeyi bırakıp kütüphanelere bağışlamalı ya da satmalıdır." dedi.
Şahin, son 4 yılda yaklaşık 520 el yazması eseri satın alma yöntemiyle kütüphane bünyesine kattıklarını aktardı. Ankara Milli Kütüphane Başkanı Tuncer Acar, son 4 yıl içinde nadide eserlerin bulunduğu yaklaşık 500 el yazması eser satın alındığı bilgisini verdi. Satın alınan eserler için yaklaşık 200 bin YTL para ödendiğini kaydeden Başkan Acar, vatandaşların elindeki kitapları topluma kazandırmaya çalıştıklarını bildirdi.
Bir Satırlık Yazı Paha Biçilmez Olabiliyor
Kitabın değerinin anlaşılması için birçok kriter olduğunu belirten Selçuk Üniversitesi Tarih Bölümü'nden emekli Prof. Dr. Mikail Bayram, her şeyden önce eserin bir maddi değeri olduğunu dile getirdi. İncelenen kitabın kaç sayfa olduğunu, kağıt, mürekkep ve el emeğinin ne kadar fiyat tutacağı konusunda dikkat edilmesi gerektiğini belirten Bayram, "Eser yazıldığı gün göz önüne alınarak yazarın harcadığı mesai belirlenir. Ancak bir eserin gerçek değeri hangi döneme ait olduğuna, tarihe ışık tutacak bir not olup olmamasına göre belli olur. Bazen olur ki 1 ya da 2 satırlık bir not eseri paha biçilemez hale getirir. Kitap yıpranmış, sayfaları yırtılmış ve yarım ise kitabın değeri azalır." diye konuştu.