Anjiyo girişimlerinin el bileğinden yapılması Anadolu Sağlık Merkezi’nde standart tedavi olarak uygulanıyor.
Koroner girişimlerde el bileği damarının kullanılmasının gündelik yaşantıya dönme kolaylığı sağlamasının yanında, işlem sonrasında istenmeyen, can sıkıcı komplikasyonların azalmasını sağladığını belirten Anadolu Sağlık Merkezi Kardiyoloji Uzmanları Doç. Dr. Ertan Ökmen ve Dr. Gürsel Ateş sorularımızı yanıtladı
Anjiyonun el bileğinden yapılmasının diğer yönteme göre sağladığı avantajları nelerdir?
Doç. Dr. Ertan Ökmen: Bilek damarı kasık damarının aksine cilt yüzeyine çok yakındır ve şişman hastalarda bile kolaylıkla girilebilir. Damarın cilde yakınlığı ve arkasındaki kemik doku işlem sonrasında giriş deliğinin kapanmasında kolaylıkla kompresyon uygulanmasına olanak veriyor. Kanama çok kolay kontrol altına alınabiliyor. Giriş yerinde hematom gelişme ihtimali koroner balon ve stent uygulamalarında kullanılan yüksek doz kanı sulandırıcı ilaçlara rağmen çok düşüktür.
Kasık damarı yolu yapılan stent girişimlerinde işlem esnasında yüksek dozda kanı sulandırıcı ilaçlar uygulanması nedeni ile işlemden hemen sonra damara girişi sağlayan kılıf çekilemez. Kılıfın çekilebilmesi için 4-6 saat bu ilaçların etkisinin geçmesi beklenir bu zaman zarfında hasta yatağında bacağını hareket ettirmeden yatmak zorundadır. 4-6 saat sonra kılıf çekilerek elle 15-20 dakika kompresyon ve sonrasında yine 4-6 saat kum torbası ile ağırlık konularak kanamanın durdurulması sağlanmaya çalışılır. Bu nedenle kasık damarı yolu ile tanısal koroner anjiyografi yapılan hasta 6 saat, balon ya da stent gibi tedavi edici girişim yapılan hasta ise yaklaşık 12 saat yatağında işlem yapılan bacağını hareket ettirmeden düz yatmak zorundadır. Ayağa kalkamaz, tuvalete gidemez. Bilek damarı yolu ile yapılan girişimlerde ise işlem sonrasında kılıf yüksek doz kanı sulandırıcı ilaçlara rağmen hemen çekilir. Hastaya bileklik benzeri bir materyal takılır ve bu bileklik iki saate yakın hastada takılı kalır, hastaneden çıkmadan önce de çıkarılarak bandaj yapılır. Hasta ertesi gün bandajını çıkarabiliyor. Tabii ki hasta işlemden hemen sora ayağa kalkabilir, oturabilir, tuvalete gidebilir, hatta işlem yapılan elini kullanabilir yemeğini kendi yiyebilir. Koroner tanısal işlemlerden sonra 6 saat hastanede yatmak yerine 2.5-3 saatte taburcu olabilir.
İşlem nasıl gerçekleştiriliyor?
Doç. Dr. Ertan Ökmen: Yaptığımız incelemeler sonrasında anjiyo yapmaya karar verdiğimiz hastanın cilt altını uyuşturuyoruz. İşlem lokal anestezi altında yapılıyor. Kesi çok küçük olduğu için hasta ağrı hissetmiyor. Sonrasında da bir sıkıntı yaşanmıyor
Kasıktan yapılan anjiyo ile komplikasyon oranlarını karşılaştırabilir misiniz?
Doç. Dr. Ertan Ökmen: Kasık damarı yolu ile uygulanan tanısal ve tedavi edici girişimlerden sonra kateterlerin damara giriş yeri ile ilişkili olarak %2-8 oranında komplikasyon ortaya çıkabilmektedir. Aslında düşük oranda gibi görünen bu komplikasyonların her yıl binlerce koroner anjiyografi ve girişimin uygulandığı düşünüldüğünde pek çok hastayı etkilediği açıktır. Bilekten yapılan anjiyoda giriş yeriyle ilgili komplikasyon riski yüzde birin altında, yani neredeyse hiç görülmüyor. Anjiyodan sonra önemli olan giriş yerinin sıkıştırılmasıdır. Asıl işlem kataterin damar içine girmesi için açılan 3 mm’lik deliğin kapanmasıdır. Giriş yerinden kaynaklanan sıkıntılar bu deliğin iyi kapanamamasından kaynaklanır. Kasıktan yapılan anjiyoda kullanılan damar büyük bir damar. Arkasındaki kemik dokular oldukça geride, kas ve yağ var. Özellikle kilolu kadınlarda yağdan dolayı iyi sıkışmıyor. El bileğinden yapılan anjiyoda damarın altında kemik olduğu için anjiyo sonrasında kullanılan bileklik benzeri bir materyal sayesinde kanama kısa sürede duruyor ve deliğin kısa sürede kapanması sağlanıyor. Anjiyonun riskleri ondan alınacak bilgilerin sağladığı kazanımlar düşünüldüğünde çok önemsiz kalıyor.
İşlem sonrası elde edilen başarı oranlarıyla ilgili bilgi verebilir misiniz?
Dr. Gürsel Ateş: 2007 yılından bu yana hem yurt dışından hem de yurt içinden hastanemize başvuran yaklaşık 5000 civarında hastaya koroner anjiyografi ve stent girişimi bu yöntemle başarı ile uygulanmıştır. Kısa sürede başta Avrupa da olmak üzere pek çok ülkede hem hasta hem doktorlar bu yöntemi başarısı ve düşük komplikasyonları ve konforu nedeni ile daha çok tercih etmeye başlamışlardır. Halen Fransa, Japonya, Çin, Belçika, Almanya, Hollanda gibi birçok ülkede standart olarak bu yöntem kullanılıyor.
El bileğinden anjiyonun uygulanamayacağı hasta grupları var mı?
Dr. Gürsel Ateş: Yapmayı istemediğimiz hasta grupları var. Bunlardan bir tanesi diyalize giren hastalar. Bu hastaların kol damarı üzerinde hareket etmek sıkıntılı olabiliyor. Kronik böbrek yetmezliği olan kişilerde de kol damarları önemli olduğundan uygulamamayı tercih ediyoruz. Ayrıca, herhangi bir kaza ya da yaralanma sonrasında kolunda travma oluşan kişilere de el bileğinden anjiyo yapılamıyor.
Damar yapıları çok ince olan zayıf kişilere uygulama mümkün olabiliyor mu?
Dr. Gürsel Ateş: Hayır, yapılamayacak gruplardan biri de çok zayıf olan kişiler. İri vücutlu kişilerin damarları zayıf olanlara nazaran daha geniş oluyor. Çok ince yapıdaki kişilerin damarlarını elimizle kontrol ediyoruz, gerekirse ultrasonla bakıyoruz ve damarların işlem için uygun çapta olup olmadığına karar veriliyor. Kullandığımız kataterlerin çok ince olması aslında bize önemli avantaj sağlıyor. Bu nedenle damar yapılarının inceliği nedeniyle işlemi yapamadığımız hasta oranı sadece yüzde birdir.
İşlem sonrasında bilekte herhangi bir iz kalıyor mu?
El bileğinden anjiyo 3-4 mm’lik çok küçük bir kesiden yapılıyor. Yani üç veya dört toplu iğnenin başı kadar büyüklükte belli belirsiz bir iz oluyor.
Bir kişiye birkaç defa el bileğinden anjiyo yapılması gerektiğinde ne oluyor?
Dr. Gürsel Ateş: Elbette bu da mümkün. Böyle bir durumda, bir önceki işlemin gerçekleştirildiği yerin yarım santim üstünden yapabiliyoruz. Ya da karşı taraftaki bilekten yapıyoruz. Birkaç defa anjiyo yaptığımız ve daha sonra balon stent taktığımız hastalar var.
Anjiyo yapılırken damar tıkanıklığı tespit edildiğinde veya stent takılması gerekirse nasıl hareket ediliyor?
Dr. Gürsel Ateş: Anjiyo yapılan hastada bırakılamayacak kadar çok kritik bir darlıksa ve balon ve stentle açılmaya uygunsa o zaman stentle açıp tedavi ediyoruz. Örneğin kalp krizi geçiren hastalar, klinik durumu kalp krizi geçirdiğini gösteren kişiler veya hiçbir şey olmamasına rağmen anjiyoda çok kritik olduğu görülen vakalarda aynı anda stent takılabiliyor. İşlem, anjiyo yapar gibi aynı yöntemle, aynı yoldan, aynı gün ve hatta aynı seansta yapılabiliyor. Aksi taktirde birkaç gün hazırlık yaparak stent takmayı tercih ediyoruz.
Kişi anjiyo sonrasında gündelik yaşamına nasıl adapte olunuyor?
Dr. Gürsel Ateş: Anjiyolu el bileğinden yaptıktan sonra hasta yürüyerek evine gönderiliyor. Gündelik yaşamında kolunu zorlamayacak her şey yapabilir. Anjiyo ile ilgili olarak özel olarak uygulanması gereken bir beslenme rejimi bulunmuyor. Ancak anjiyonun sonucuyla ilgili yapılması gerekenler var. Eğer damarlarda tıkanıklık söz konusu ise kalp koruma diyeti dediğimiz kolesterolü düşük, az tuzlu, katı yağdan uzak, sebze meyve ağırlıklı bir beslenme rejimi uygulaması gerekiyor. Tüm anjiyolar için işlemden sonra kişilerin bol su içmeleri gerekiyor. Bu sayede işlem sırasında hastaya verilen boyanın vücuttan rahat atılması sağlanıyor. Hastaneden çıkıncaya kadar yaklaşık 2 litresini içmesini sağlamaya çalışıyoruz. Eve gittiklerinde de bol su içmelerini istiyoruz.
Bilgi ve randevu için: 4444 276(Çağrı Merkezi)
Sakarya’dan gelecek hastalar için: 0 530 5454739